Toplumca gaza gelmeye o kadar meyilliyiz ki bir fişek atan oldu mu ordu toplar dünyayı saatler içerisinde batırırız. Ama bunu nedense hiç de iyi yönde kullandığımızın şahidi olamadım bir türlü.

Örneğin çok gurur duyacağımız bir olay yaşadık. Filenin sultanları Avrupa şampiyonu olmayı başardı. O başarıda çok emek, çok alın teri,  çok çalışma, çok disiplin vardı. Bununla gurur duymamız gerektiği yerde, birkaç tane dengesizin yaratmış olduğu kaos yine birkaç dengesizim ne olduğunu anlamadan katılımıyla o başarı elde etmiş pırıl pırıl gençleri rencide etmeye yetti. Bizim toplumda insanların özel hayatına müdahale etme hakkını nereden bulduklarını bir türlü anlamış değilim. Hiç kimsenin özel hayatı cinsel tercihi yaşam şekli hiç kimseyi ilgilendirmez. Bunları değişeceğinize şampiyonluğu kutlayın gençlerle gurur duyun. Başkalarına da mutsuz etmek ne kadar mutlu etmeye başladı insanları.  

Kendini bu evrenin sahibi zanneden bazı densizlerin, kendi aklını kullanmaktan aciz insanları provoke etmeleri sonucu birçok insanın hayatı olumsuz yönde etkileniyor. Kimsenin buna hakkı yoktur kimsenin buna hakkı yoktur.

Bundan 68 yıl önce 6-7 Eylül tarihlerinde organize bir provoke ile yapılan saldırılar gibi.

Yine birkaç densizin yaptığı kışkırtmalar sonucunda, yüzlerce kişinin canı yandı.  

6 Eylül 1955 günü Selanik’te Mustafa Kemal Atatürk’ün evinin bombalandığı şeklinde bir haber radyodan duyuldu. Ardından İstanbul'da Expres Gazetesi tarafından yapılan yıldırım baskı ile haber iyiden iyiye yayıldı. Kıbrıs müzakereleri nedeniyle mevcut olan gergin atmosfer bir anda yaşanan bu olay ülkedeki azınlıklara karşı eylemlere dönüştü.

Başta İstanbul olmak üzere birçok ilde protesto mitingleri ve yürüyüşler yapıldı. Aynı günün akşamı İstanbul’daki gösteriler olayı protestodan çıkıp azınlıklara karşı saldırılara dönüşmeye başladı. İstanbul’da yaşayan azınlıklara yönelik saldırı ve yağma başladı. Olaylar sırasında ölenler oldu.

  • Mahkeme tutanaklarınca, 4.214 ev, 1.004 işyeri, 73 kilise, bir sinagog, iki manastır, 26 okul ile aralarında fabrika, otel, bar gibi yerlerin bulunduğu 5.317 mekân tahrip edilip yağmalandı.
  • Haberin yayılmasının ardından başta Kıbrıs Türk’tür Derneği üyeleri olmak üzere diğer gençlik örgütlenmeleri, meslek kuruluşları ve DP Gençlik yapılanmaları sokaklara döküldü. Kıbrıs Türk’tür Derneği kapatıldı.
  • Hükümet olaylar ile bağlarının olduğunu reddetti.
  • Atatürk’ün evinin bombalandığı haberinin, hükümet tarafından sermayeyi millileştirme ve etnik yapıyı homojenleştirme için kılıf olarak kullanıldığı ortaya çıktı.
  • Hükümet yetkilileri olayların faili olarak komünistleri işaret etti.
  • Aralarında Aziz Nesin, Nihat Sargın ve Kemal Tahir’in bulunduğu bazı aydınlar hakkında dava açıldı.

Olayların başladığı saatlerde İstanbul'da olan Başbakan Adnan Menderes saldırıların kontrol edilememesi üzerine Sapanca'dan çağrıldı ve sıkıyönetim ilan edildi. Olaylarla ilgili olarak önce 3.151 kişi tutuklandı. Sonradan bu sayı 5.104'e yükseldi. 10 Eylül 1955 günü dönemin İçişleri Bakanı Namık Gedik istifa etti.

Koskocaman dünyaya bir avuç insan sığamadık. Bu nasıl bir kin, bu nasıl bir öfke, bu nasıl bir ego anlamış değilim. Yüzyıllar boyu bu böyle gelmiş ve böyle gidiyor. Düzelme ihtimalinin olduğu inancını da yitirmiş durumdayım.

Ve insanlık kendi kendini yok etmek için çalışıyor.