Telaşlı bir maraton başladı. Çarşıya çıktığınızda kulağınıza çalınan tek konu siyaset. Zira bu aralar Belediye Başkan aday adaylığı için dosya veren verene. Yazımı yazdığım gün itibariyle 50 adete yaklaşmış aday adayı dosyası teslim edildiği söylenmekte. Bu gidişle daha da artacağa benziyor.
Son yıllarda popüler olan ilçemiz bu konuda da oldukça ilgi görüyor. Malum artık dizilerde haber programlarında da kasabamızın adı sıkça geçer oldu. Popüler bir kasaba olunca da Belediye Başkanlığı için adaylar sıraya girdiler. Bir talep bir talep anlatamam. Hiç bu kadar yoğunluk yaşandığını görmemiştim. Çok şaşkınım.
Her gün takip ediyorum CHP ilçe başkanlığının sosyal medyada yayınlamış olduğu gönderilerini. Bugüne kadar ismini duymadım, yüzünü görmediğim, kendilerini tanımadığım o kadar çok dosya teslim eden kişi var ki bunlar düne kadar neredeydi, kim bunlar sorusunu sormadan edemiyorum kendime. Çevremde şöyle bir konuştuğumda da aynı tepkilerin verdiğini gözlemliyorum.
Genel anlamda çok sığ düşünen bir insan değilim. Yenilikleri, yenileşmeyi, yeni fikirlere yol açmayı her zaman çok önemsemişimdir. Fakat bu konuda yani Belediye Başkanlığı konusunda benim fikrim, Urla’da uzun yıllar Urlalılarla birlikte yaşamış olan bir kişinin başkanlık yapması daha doğru diye düşünüyorum. Burada anlatmak istediğim sadece Urla’da bir müddet yaşaması değil, uzun süre Urlalıların içine kaynaşarak yaşamış olması gerekir ki Urla’ya ve Urlalılara iyi hizmet verebilmesi için. Çünkü eksiği gediği ancak böyle anlaşılır.
Belki şöyle düşünebilirsiniz, yabancı bir insan gelse de sonuçta yardımcıları bu konuda kendisine eşlik edecek kişilerin vereceği fikirler doğrultusunda doğru hizmetler verebilir. Olabilir böyle de düşünebilirsiniz. Fakat buradaki gidişatı bilmeyen insanın bu fikirleri ne kadar kabulleneceği ne kadar onayacağı bilinemez.
Bu konuya nereden takıldığımı soracak olursanız bugünlerde ki aldığım duyumlara göre aslında adayın kim olduğunun belli olduğu, Urla dışında başka ilçelerde hizmet verdiği, Urla ile bir ilgisinin olmadığı konuşulmakta. Ne kadar doğrudur bilemiyorum fakat bunu çok yoğun duyuyorum bugünlerde. Benim gibi bu haberin kulağına gelen o kadar çok insan var ki artık doğruluğuna inanır derecedeyim. Umarım yanlış duyumlardır.
Bu seçim bizim için çok önemli. Yaklaşık bir dönemdir seçtiğiniz Belediye Başkanı tarafından değil Kayyum tarafından yönetiliyoruz. Bizim kasabamıza yakışan bir şey değil. Bu seçimde öyle bir aday gösterilmesi gerekir ki hem Urla’ya yakışan işler yapsın, hem de bizlerin ihtiyaçlarına göre adım atsın. Bize bir oh dedirtecek biri olmalı. Hiç tanımadığımız biri aday olduğunda kafamızda bir sürü soru işareti olacak ve nasıl bir insan olduğunu çözesiye kadar yıllar geçecek. Biz ona, o bize adapte olmakta zorluk çekeceğiz. Derken bir bakmışız ki bir sonraki seçim gelmiş kapıya.
Yabancı düşmanı bir insan değilim. Fakat kendi içimizden birinin bizleri daha iyi anlayabileceğini düşünüyorum. Bu sebeptendir ki daha iyi hizmet vereceğine, daha çabuk adapte olacağına, acil sorunları daha çabuk çözeceğine inanıyorum. Bu sadece Urla için geçerli değil düşüncelerim. Her yer için aynı şeyi düşünüyorum. Ben Urla’dan kalkıp Foça Belediye Başkanlığı’na adaylığımı koymamalıyım mesela. Yılda bir iki defa gidip gördüğüm bir kasabanın ihtiyaçlarının ne olduğunu, yaşayan halk için neler yapılması gerektiğini bilme şansım çok zayıf. Bu konuda başarılı olma şansım da çok zayıf. Bu yüzden biz zaten bir dönem kaybettik, kendimizi toparlamamız için birkaç yılı daha kaybetmemizin hiçbir anlamı yok.
Düştüğümüz yerden çabuk kalkabilmek için bizimle birlikte düşmüş olan bir insanın başkanlık etmesi gerekir ki hep beraber kolayca ayağa kalkabilelim.
Uzun lafın kısası, oldukça heyecanlı bir süreç içerisine girmiş bulunmaktayız. Kesin adayımız belli olduktan sonra yerel seçimlerin yapılacağı Mart ayına kadar yüksek tempolu ve heyecanlı dönem bizi bekliyor. Umuyorum ki genel merkez doğru bir aday belirler ve eski huzurumuza kavuşuruz. Hayırlısı olsun demekten ve oyumuzu kullanmaktan başka bir şey düşmüyor bize.
Sağlıklı ve keyifli haftalar dilerim.