Bu gün hayatımda yaşadığım acılardan en büyüğünü yaşıyorum. Siz sayın okuyucularımda, bunu yaşadığınız için hepimize Yüce Allah’tan sabırlar dilerken böyle büyük acıların yaşanmaması için ellerimi açtım gözyaşları içinde dualar ediyorum.

Sevgili dostlar sizlerde bu acıları yaşıyorsunuz, onun için paylaşmak istedim. Eğer yüreğinizde kanayan yarayı deştimse affedin beni ne olur.  Ben bütün insanlık aleminin bu yaşadığımız hazin acıyı yaşadığını biliyor ve içimdeki kanayan yarayı, sizinle siz insanlık alemi ile paylaşıyorum..

Sayın dostlar evimde bir televizyon açamıyorum, açtığım her televizyon benim acıyan yaralarımı deşiyor.. Bu hazin olay güney doğumuzda on şehrimizi yerle bir etmiş. Düşünebiliyor musunuz, bu bir köy değil, bir kasaba değil, on şehir… Anadolu’muzun kalbi olan bu on şehirde yaşayanlar bizim asil vatandaşlarımız. Her şeyimiz onlar her şeyimiz, benim Ankara Mamak Muhabere Okulu’ndan asker arkadaşım olan Sabahattin’i arayamadım bu çok hazin bir durumda bulamayacağımı bildiğim için arayamıyorum, bu arkadaşım yıllar önce beni ziyaret etmek için gelmişti de ne günler geçirmiştik burada. Bakın şimdi bu felaket anında bulamayacağımı bildiğim için, içimdeki yara kanamasın diye arayamıyorum bile, affetsin beni Sabahattin..

Televizyonu açtım haberde yaşanan bu hazin olayda ki haberleri dinleyemedim. Ne oldu bize Ya Rabbim diye hayıflanırken, dinlediğim bir yazardan bu insanlara biz bakamıyoruz demesi ile hemen televizyonu kapattım… Kendi yaşadığım bu hazın duyguları sizlerle paylaşayım dedim.

Ülkemizin yaşadığı en büyük deprem felaketi sonrasında okuduğum bir yazıda esnaflarımızdan telefonu ile başlatmış olduğumuz yardım kampanyasına fotoğrafçılar kırtasiyeciler ve kitapçılar esnaf odası üyeleri sessiz kalmadı.

Esnafımızın yardımları hızlı bir şekilde deprem bölgesine doğru yola çıktı. Rabbim deprem bölgesindeki vatandaşlarımızın yâr ve yardımcısı olsun. Vefat edenlere Allah'tan rahmet, yaralılara Allah'tan şifa dilerim diye yazıyı okuyunca bizde acaba toplanıp böyle bir şey yapabilir miyiz dedim amma kendi kendime yaparız amma ben şimdi Urla’ya bile çıkmıyorum nasıl yapacağım dedim ve noktaladım…

 Türkiye, tarihinin en büyük deprem felaketlerinden birini yaşıyor. 6 Şubat günü sabaha karşı ve öğleden sonra Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki iki deprem 10 kenti vurdu. Sarsıntı Kahramanmaraş'ın yanı sıra Gaziantep, Malatya, Batman, Bingöl, Elazığ, Kilis, Diyarbakır, Mardin, Siirt, Şırnak, Van, Muş, Bitlis, Hakkari, Adana, Osmaniye ve Hatay'da da hissedildi.

Depremlerde şu ana dek 3 bin 549 kişi hayatını kaybetti, 22 bin 168 kişi yaralandı.

Kahramanmaraş'ta sabaha karşı gerçekleşen 7.7'lik depremin ardından öğlen 13.24'te 7.6 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi. Saat 09.30 itibarıyla iki deprem nedeniyle 3 bin 549 kişi hayatını kaybetti, 22 bin 168 kişi yaralandı.

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) verilerine göre, depremde toplam 5 bin 775 bina yıkıldı, 11 bin 302 binaya ilişkin ise henüz teyit edilmemiş ihbar bulunduğu öğrenildi.

7.7 büyüklüğündeki deprem, 7 kilometre derinlikte Kahramanmaraş Pazarcık merkezli meydana gelmiş, ilk deprem ve artçı sarsıntıların ardından öğleden sonra saat 13.24'te yaşanan Kahramanmaraş Elbistan merkezli 7.6 büyüklüğündeki ikinci depremde de çok sayıda bina çökmüştü.

Bunları okuyunca ben yazıma son veriyorum sayın dostlar. Kafam gitti benim Allah milletimize sabırlar versin.