Yüz yıl önce üç Mart 1924 te TBMM üç önemli yasa kabul etti:

 

1-Halifelik kaldırıldı. Osmanlı soyundan olanlar sınırdışı edildi.

Halife, Peygamber'in vekili olarak Müslümanların imamlığını ve din koruyuculuğunu yapmakla görevli kimse demektir. Osmanlı padişahları 1517 den sonra bu sanı kendilerine aldılar. Önceleri önemsenmeyen makam sonraları etkili kılınmaya çalışıldı ama çok etili olamadı. Bunun en açık örneği. Birinci Dünya savaşında bırakın başka devletleri, Osmanlı ülkesi içindeki Müslüman guruplar İngiliz ve Fransızlarla anlaşarak halife olan Osmanlı padişahını arkadan vurmuşlardı.

Savaştan sonra işgal süresinde halife olan padişah ve saray çevresi Anadolu’da gelişen Kurtuluş savaşında dinin gereği olarak vatanı kurtarmaya çalışması gerekirken işgalcilerle birlik olup engellemeye kalkıştı. Cumhuriyet kurulduktan sonra padişahlık kaldırıldı fakat halifelik devam ediyordu. Halife Abdülmecit, cumhuriyeti tanımamaya padişah gibi davranmaya başlayınca bu yasanın çıkması da zorunlu duruma geldi.

Yasa ile halifelik kaldırıldı Osmanlı ailesinden olan yaklaşık 600 kişi sınırdışı edildi.

1926 yılında Kahire’de toplanan Müslüman ülkeler toplantısında hilafetin durumu konuşuldu. Hilafetin gereksiz olduğunu Müslüman devletler de onayladılar. Ancak, İngiltere buna razı olmadı. Kendi emperyalist çıkarları için hilafetin sürmesi gerektiğini düşünüyorlardı. Bu yönde çalışmaları sonunda 1928 yılında Hasan el Benna liderliğinde, İngiltere’nin isteği ve desteği ile Müslüman Kardeşler Örgütü kuruldu.

Bugün İslam dünyasında gerici unsurların ve emperyalizm güdümünde hilafet düşüncesinin arkasında her zaman Müslüman Kardeşler bağlantısı vardır.

 

2- Şer'iye ve Evkaf ile Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Bakanlığı kaldırıldı.

Askeri işlerle ilgilenmek üzere Genelkurmay Başkanlığı kuruldu. Atatürk’ün hep savunduğu bir konu, din-siyaset, ordu-siyaset ilişkileri birbirinden ayrıldı.

Din işlerinin devlet denetiminde, gerektiği gibi yürütülmesi ve dinin doğru öğretilmesi için de Diyanet İşleri Başkanlığı kurulmuştur. Çünkü yıllardır halkımıza din adına çoğu zaman bilgisiz ya da kötü niyetli kişilerce yanlış şeyler, hurafeler öğretilmişti.

 

3-Eğitim Ve Öğretim Birliği Yasası çıkarıldı.

İnsan olmanın temeli ve devletin devamı için milli eğitim zorunludur. Milli eğitimimizin temel amaçlarından ilki; ”Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı; Türk Milletinin milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek” tir.

Biz insanımıza bu bilinci vermeliyiz ki birlik beraberlik ve güven içinde bir ulus olarak yaşayalım. Birliği sağlayan eğitim verilmediği zaman bizi birbirimize bağlayan bağlar kopar, birbirimize yabancı, düşman oluruz. Bir ülkeyi zayıflatmak, parçalamak ve yok etmek isteyen düşman önce eğitimin birliğini ve kalitesini bozar.

Osmanlı’da eğitim birbirinden habersiz çok başlıydı. Medrese geleneği, halkın kendi başına oluşturduğu mahalle ve sıbyan okulları, yabancı ülkelerin herkesin kendi dilinde ve kendi kurallarını koyduğu yüzlerce yabancı okulları, yenilikçi, zamanına göre modern okullar. Kaç çeşit dil, yöntem ve amaç var sayamıyoruz. Bu çok başlılık sonunda Osmanlı’nın sonunu biliyoruz.

Tevhid-i Tedrisat Kanunu, bugünkü adı ile “Öğretim Birliği Yasası” eğitimdeki ve Türkiye Cumhuriyetinin sağlıklı devamının en temel yasasıdır. Yasanın çıkarılmasıyla çeşitli kişi, kurum ve vakıf vb. oluşumların kontrol ve yönetiminde, farklı program ve yöntemler uygulanan eğitim kurumları Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlandı. Türk eğitiminde görülen çok başlılığa son verildi. Hangi tür okul olursa olsun programını ya MEB yaptı ya da denetledi.

Eğitimdeki bu akılcı ve milli hamle Yeni Türk Harflerin kabulü, Türk Dil Kurumu, üniversiteler ve Köy enstitülerinin kurulması ile devam etti.

Günümüzde Türkiye Cumhuriyetinin düşmanı karanlık, bölücü ve emperyalist güçler bu gelişmelere hep karşı çıktılar ve yurdumuzda devrim yasalarına aykırı, onları ortadan kaldıracak yöntemler geliştirdiler. Halen saldırıyor, 100 yıl öncesinin karmaşasına geri dönmeye çalışıyorlar.

Bu yasalar ülkemizin geleceğinin teminatıdır. Unutmayalım, unutturmayalım sahip çıkalım.