İnsanların en önemli özelliği beyninin gelişmiş olmasıdır. Hayvan beyinleri vücuda oranla hacım olarak küçüktür, işlev olarak da özellikleri gelişmemiştir.

İnsanın çabaları, okuması, yazması, problem çözmesi vb. beynin gelişmesini sağlarken beynin gelişmesi de insanın özelliklerini geliştirir. Tavuk- yumurta örneği gibi.

Beyin, yapılan iş ve işlemler ile kendini geliştirir, bilgi deneyim biriktirir, yeni bölümleri açar yeni eklemeler yapar yeni özellikler katar. Çok çalışırsa çok, az çalışırsa az gelişir. Nasıl ki evinize gereksinimlere göre yeni odalar yeni bölümler ekliyorsunuz, kullandığınız odaları işler hale getirmek için dolaplar sistemler geliştiriyorsunuz beyin de bu tür çalışmalar yaptıkça gelişir.

Elimizi ateşe yaklaştırıp sıcaklığı hissettiğimizde saliseler içinde geri çekeriz. İşte o kısa zamanda sıcaklık duygusu beyne iletilir, beyin hemen kaslara emri verir ve elimizi sıcaktan kaçırma refleksi gösteririz. Beynin bu işlemi yapabilmesi için önceden bu sıcaklığın tehlikeli olduğunu, kaçınılması gerektiğini bilmesi ve bunu hızlı bir biçimde yapacak beceriyi öğrenmiş olması gerekiyor. Önceden böyle bir deneyim yaşamamışsa canı yanar.

Beyin insani özellikleri geliştirir. Bilgi biriktirir, bilgileri problemlerin çözümünde kullanır, doğruyu yanlışı ayırır.

Örneğin, beynimizi kullanırsak çevreye zarar vermeyiz. Biliriz ki, bugün ve gelecekte sağlıklı yaşamamız için çevrenin korunması gerekir. Toplu yaşamanın bizim için önemli olduğunu bilerek kurallara uyarız, insanlarla yardımlaşma dayanışma içinde olmamız gerektiğini düşünür ona göre hareket ederiz. Bize, çevremize zarar veren, vereceğini düşündüğümüz kişileri tanır, onlardan uzak dururuz. Yararlı iyi özellikteki insanlara yanaşırız.

Eğer kişi kendi başına karar veremiyor, başkalarından talimat alıyorsa sıkıntılara davetiye çıkarıyor kandırılmaya ve zarar görmeye açık demektir. Hangi konuda olursa olsun, günlük, siyasi, inanç farketmez.  

Bizi farklı kılan, daha rahat yaşayabilmemizi sağlayacak bir gücümüz varsa neden kullanmayalım?  Çok zengin birisinin parasını bankaya yatırıp hiç kullanmamasının ona ne yararı vardır? Bir kişinin beyni var da kullanmıyorsa o da sahip olduğu değerini kullanmıyor demektir.

Kişilerin deneyimleri, bilgi ve yetenekleri, düşünce zenginliği arttıkça toplum gelişir. O gelişme herkes içindir ve herkesin katkısı vardır. Biz buna iyisiyle, kötüsüyle insanlık diyoruz. Atatürk, yurdunu milletini seven, iyiliği için çalışan çok değerli bir insandı. “Fikri hür vicdanı hür insanlar yetiştirelim” derken bunu demek istiyordu.

İnsanları kendi çıkarları için kullanmak isteyen kişiler başka insanların aklını kullanmasını istemez. İsterler ki kendileri emretsin, karşısındaki koşulsuz ona itaat etsin. Sözde profesörün biri çıktı, “insanlar okudukça beni afakanlar basıyor, insanların cahil kalması daha iyi” dedi. Kimileri kadınların kızların okumasını istemez. Kimileri de eğitimi zorlaştırır, yozlaştırır, ezberciliğe döker. Sanata sanatçıya pozitif bilimlere karşıdırlar. Fikir kulüplerine örgütlenmeye bir araya gelmeye konuşup tartışmaya karşıdırlar. Bunlar ne kadar saçma düşünceler? Kendileri okumuşlar, aklını kullanıyor ama kötü niyetli olduğu için başkalarının okumasını istemiyor. Üstelik bunu din adına söyleyebiliyorlar. Oysa Kuran “oku” diye başlarken Müslümanların okumayı, aklını kullanmayı bırakıp başkalarının aklıyla hareket etmesi inanılır gibi değil(Oku, sadece okumayı öğrenmek değildir. Oku, ilim öğren, aklını kullan demektir). Aklımızı kullanmamızı istemeyenler dinin değer yargılarını bile değiştirdiler. Sonuç; İslam dünyasının durumu ortada. Uzun sözün kısası, aklımızı kullanalım. Doğru kullanılan akıl güçlüdür, her zaman doğru yolu gösterecektir.