İnsanlar arasında önemli konulardan birisi kadın erkek ilişkileridir. Müzik, eğlence, dizilerde, filmlerde hatta dinlerde baş konudur. Öyküler, romanlar, dedikodular da kadın-erkek ilişkileri üzerine. Tarihin akışında, ailelerin yaşamında da aynı ilişkiler hayli etkilidir.

Müziğin her türünde aşk, ayrılıklar karşı cinse duyulan sevgi, ayrılık acısı, vb konularda kadın erkek ilişkileri ağırlıklıdır. Adam uzun hava çekiyor ağlıyor sızlıyor mahvoluyor. “Kulun kölen olayım” diyor. “Ayrıldım, bugün onu göremedim” “öldüm bittim” diye yanıp tutuşuyor. “Pınar'ın başında su verdin içtim”, “alır seni kaçarım” da sonunda namus cinayetleri aile kavgaları.

Kadın-erkek arkadaşlık eder, birlikte okur, çalışır normaldir.  Evlenmek istediğini söyler, ailesinden istersin doğaldır. Ama birçok ilişki “kötü gözle bakmak” sayılır. Aynı ortamda yaşayan kişiler ve anlayışlar arasında kimine göre normal olan diğerine göre cinayet sebebi olabilir.

Dini açıdan hepten sakat. Kadın -erkek eşitliği yoktur. Kadının saçının telini göremezsin, okumaz, söz ve miras hakkı yoktur, erkekle görüşmesi haramdır. Kimi zaman alınıp satılan maldır. Sabahtan akşama kadar müzik dinliyorsun yanıyor, ölüyor bitiyorsun, cennette ödül olarak veriyorsun fakat öbür taraftan aşağılıyorsun. Burada bir anormallik yok mu?

Kadın erkek ilişkileri insanın doğasıdır. Fakat değilmiş gibi, yok gibi davranınca hiçbir şeyin düzeni tutmuyor. Aile düzeni bozuluyor, kavgaların cinayetlerin önüne geçilemiyor. Psikolojiler bozuluyor insanlar ne yapacağını, nasıl davranacağını bilemiyor.

21 yüzyıla gelmişiz Tv, internet, iletişim araçlarının yaşamımıza bu derece girdiği dünyada işler hepten karıştı. Yanlışları da olsa bir kurulu düzen vardı, bozuldu. Yeniden o günlere dönemeyeceğimize göre teknoloji ve iletişim ile insanların algılarını görüşlerini, yaşamını değiştiriyorsanız buna kayıtsız kalamazsınız. Yüz yıl önce sadece köyünü tanıyan insana artık sınır yok. Bütün dünyada açık kapalı gizli saklı ayıp günah her şeyi görüyor. Nasıl olur bilemem. Bu sosyologların, psikologların alanı.

Türküler, şarkılar neler söylüyor, dizilerde reklamlarda neler oluyor, günah diyen yok. Ekranın başından ayrılamıyoruz. Diğer taraftan dizide normal karşıladığımız ilişki, günlük yaşamda cinayet sebebi olabiliyor. Kadın-erkek ilişkilerinde daha ketum, daha yasakçı olan kesimde cinsi sapıklıklar çocuk gelinler, vb yanlışlıklar daha fazla oluyor.

Olanlar ve söylenenler o kadar çelişkili ki insan şaşı oluyor. Karar vericiler bile ikiyüzlü davranabiliyor. Örneğin dizilere, reklamlara olur verenler hem olur veriyor, hem de “biz de karşıyız” diyebiliyorlar. Aynı ortamda yaşayanlar, sokakları, işyerlerini, alış-veriş merkezlerini birlikte kullananlar siyah-beyaz gibi birbirinin tersi düşünüyor, giyiniyor,  davranabiliyor.

Konu, insan ve toplum sağlığı açısından önemli. Sosyal düzen sağlanamıyor, aile sorunları, kadın cinayetleri, sapıklıklar artıyor. Herkes herşeyi görüyor, yaşıyor ama konuşmaya cesaret edemiyor. Çocuklarımıza daha kötü bir ortam bırakmamak için kafamızı kuma gömmeyelim, bunları dürüstçe bir düşünelim.