Bir önceki yazımızda Urla esnafının kendini geliştirmeye başladığını ve bu konuda epey bir yol aldığını paylaşmıştık. Belediye Başkanımızın da etkin bir şekilde çalıştığı gastronomi konusu artık Urla’nın söz sahibi olduğunun bir göstergesidir.

Urla’mızın kabuğunu kırdığını görmek Esnaf Odası Başkanı ve bir Urlalı olarak beni fazlası ile mutlu etmektedir. Ancak zannedilmesin ki her şeyimiz dört dörtlük. Değil tabii hatasız ve sorunsuz olması da mümkün değil. Gerek esnaf gerek diğer kurumlar gerekse belediyemiz elinden geleni yapmaktadır.

Urla artık ne istediğini ortaya koymuştur. Günübirlik turizm, gastronomi ve tarih, bu üç olgu öne çıkmaktadır. Urla’da yaşam milattan önceye dayanmaktadır. Birçok kalıntı ve eserlerimiz bulunmaktadır. Gün yüzüne çıkanlar da azımsanmayacak kadar fazladır. Hem Osmanlı hem Cumhuriyet dönemine ait ise bizi gururlandıran eserler vardır. Hatta ilk Kuvayi Milliye çetesinin Urla’da kurulduğu da bir gerçektir. Yemeklerimizin çeşitliliği ve coğrafi güzelliğini de ekleyebiliriz. Tüm bu değerlerimizi iyi bir tanıtım ile hedeflerimize ulaşabiliriz. Adalarımız, güney denizimiz, köylerimiz, ormanlarımız bize gelen misafirlerimizi en iyi bir şekilde ağırlamamıza olanak sağlamaktadır.

Urla’mızda hızla artan konaklama sayımız turizmimizin arttığını göstermektedir. Yiyecek ve içecek ile ilgili işyerlerimizin de artması da bunu bir göstergesidir. Buna bağlı olarak bu işyerlerini destekleyen iş kolları da artmaktadır.

Evet şimdi bu kadar artan işyeri varken alt yapımız yeterli midir? Bu kadar artışta bu alt yapıların en başında enerji gelmektedir. Özellikle çarşı merkezinde klimaların ve soğuk havaların enerji sarfiyatı kış aylarına nazaran dört beş kat artmaktadır. Ve sık sık kesintiler oluşmaktadır. Bu bölgelerimize acil olarak trafo kurulmalıdır. Nüfusumuzu yüz bine çıkarmamız gerekir ki belediyemizin İller Bankası’ndan alacağı payın yükselip işçi sayısının artmasını sağlamalıyız. Temizlik ile ilgili alt yapı ancak bu şekilde tertemiz bir Urla yaratabiliriz. Çünkü bir ucu Çamlıçay, bir ucu Balıklıova’ya dayanan bir ilçenin bu imkansızlıklar ile tertemiz olmasını beklemek bir hayaldir. Buna rağmen tüm temizlik işlerinde çalışan işçilerimize teşekkür ediyorum. Bir diğer alt yapı sorunu ise internet, bir diğeri ulaşım ve otoparktır. Öğrendiğimiz kadarı ile ulaşım çözülmek üzere, yıllardır söylediğimiz Urla’nın yollarının tamamının tek yön olmasıdır. Genç başkanımız bu konuyu çok fazla önemsediğini ve sonuca ulaştıracağını görüyoruz. İz-Pa ile yapılan çalışmalar sonucunda ortaya çıkan bir kent yönetmeliğinin de hazırlanmakta olduğunu biliyoruz. Tüm halkımızdan ve esnafımızdan biraz daha sabırlı olmalarını diliyoruz. Biliyoruz ki eksik ve yarım yapılan işleri sonradan düzeltmek daha zor olmaktadır. Bunu yenileme diye yapılan çarşı merkezinde yaşamıştık.

Buradan yeni açılacak işyeri sahiplerine de bir uyarımız olacak, işyerinizi açmadan önce lütfen önce belediye ruhsat biriminden mutlaka bilgi almalısınız. Her iş kolu her yerde açılamaz, hem tadilat hem kiralama yaptıktan sonra zarar etmelerini istemeyiz. Hatta Esnaf Odası’ndan da bu konuda bilgi alabilirler. Bu konuları bir sonraki yazımızda daha derinlemesine ele alacağız.

Bildiğiniz gibi 30 Haziran 1926’da ATATÜRK Urla’ya gelmiştir. 1 TEMMUZ Denizcilik ve Kabotaj Bayramıdır. Bizler için iki önemli gündür, herkese kutlu olsun.

24 Haziran Salı günü gazetemizin sahibi (patronu) sevgili kardeşim Göksel Kayseri tüm yazarlarına Pencere Haber Gazetesi’nin 15. yıl kutlaması yaparak bizlere tatlı bir sürpriz yapmıştır. Kendisini çok sevdiğimi belirterek, bunca yıldır dimdik durarak, doğru habercilik yaparak, ayakta kalmayı başardığı için yürekten kutluyor ve daha nice on beş yıllar diliyorum.