Uluçay değerlendirmelerinde şu ifadelere yer verdi:
“2024 yerel seçimlerinin ülke için çok büyük önemi var kuşkusuz. Ancak Urla için, tüm Türkiye’de olduğundan daha büyük önem taşıyan bir yönü var önümüzdeki seçimlerin. Urla beş yıl boyunca CHP’nin yarattığı siyasi ve yönetimsel boşlukla mücadele etmek zorunda kaldı. İzmir’in AKP’sine dönüşen CHP yanlış bir tercihle belediyeyi kayyuma teslim etti. Bundan hiç üzüntü, pişmanlık duymadılar. Bunun hesabını veren çıkmadı. Bir Allah’ın kulu da çıkıp CHP adına “sevgili Urlalılar” diye başlayan “özür dileriz” ile biten bir cümle kurmaya yeltenmedi bile. Bunları yapmadılar, günümüz siyasetinin gerçekleri ve atmosferi bunu yapmalarını engelliyor bir ölçüde anlayabiliyoruz ama bari belediye meclisinde öyle bir performans ortaya koysalardı ki Urlalı “ya hiç değilse hatalarını bu yolla telafi ettiler” deseydi. O da olmadı. Başkansız bir belediye, sessiz sedasız bir meclis, Urla’nın geleceğinden çalınan beş yıl. Bu sürecin sonucu Urla’ya 50 aday adayıyla abanmak olamamalıdır artık. Urlalıdan çalınan 5 yılın sonucu, hesap vermek olmalıdır. Urla’dan bu seçimde bunu bekliyorum. Bunu bir ilçe başkanı, siyasetçi olarak değil Urla sevdalısı bir yurttaş olarak bekliyorum. Bu seçim, Urla’nın kendisine dayatılana isyan ettiği bir seçim olmalıdır. Urlalı, kendisini, hiç kimseye, hiçbir kuruma mecbur ve mahkûm hissetmemelidir. Kendisine siyasetsizliği reva görenlere “yakamızdan düşün” demelidir ve bu cüretkârlığı paçasından silkelemelidir. Bunu yapabileceği olanağı bugüne kadar yoktuysa bugün artık vardır. Urla vereceği oyla Atatürk’ü ve devrimlerini yaşatacağını, bunu yaparsa Urla olarak kalabileceğini biliyor. Urla şimdi bir şeyi daha bilmelidir ki Atatürk’ün partisi artık Zafer Partisi’dir. Urlalı, Atatürk’ü ve devrimlerini yaşatmaya devam edecektir, oyunu bu anlayışla kullanmaya devam edecektir ama bunun için oyunun yönünü değiştirmesi gerekecektir. Zafer Partisi tüm kadrolarıyla bu emaneti almaya, geleceğe taşımaya hazırdır daha da önemlisi buna kararlıdır.
Buraya kadar söylediklerim işin siyasi boyutudur. Yerel yönetim anlayışı ve yapılacak hizmetler noktasında söyleyeceklerim ise kısa ve özdür. Artık vaatle oy çalma dönemi bitmiştir. İstişarelerimiz, katıldığımız toplantılar, Urla Halkı ile bire bir temaslarımız ve buralarda dile getirilenler göstermektedir ki; Urlalı ne istediğini, ne istemediğini, gelecek on yıllarda nasıl bir Urla olması gerektiğini ve bunun için yapılması gerekenleri bilmektedir. Kibirli bir tavırla “ben gelirsem şunu yapacağım, bunu yapacağım, düşün peşime” demek Urlalıya saygısızlıktır. Bunu yapmayacağız. Yapacağımız iş Urlalıya kulak vermek, Urlalıyla birlikte yönetmek olacak. Biz temel tercihimizi ortaya koyacağız. O da şunlardır:
- Urla tarım kentidir. Urla’da tarım büyümelidir.
- Urla turizm kentidir. Urla dünya turizminin sayılı kentlerinden olacak şekilde büyümelidir.
- Urla kültür sanat kentidir. Urla dünya çapında, uluslararası ölçekte bir kültür sanat kenti olarak büyümelidir.
- Urla denizcilik kentidir. Urla denizcilikle anılacak şekilde büyümelidir.
- Urla gastronomi kentidir. Bu noktada en ileri düzeyde desteklenerek büyümelidir.
- Biliyoruz Urla rantın da çok olduğu bir kenttir. Ne var ki Urla ranta dayalı büyümemelidir, büyümeyecektir.
- Urla’da sığınmacı sorunu olmayacaktır, çünkü Urla’da sığınmacı olmayacaktır.
Bu sıraladıklarımız, Zafer Partisi olarak Urla ölçeğinde yerel yönetim anlayışımız, temel Urla vizyonumuzdur. Bu anlayış çerçevesinde her işimizi, her projemizi Urlalı ile, her bir Urlalının katkısı ile yapacağız. Gerek belediye başkanı gerekse meclis üyesi adaylarımız da bu anlayışı hayata geçirebilecek, yerel yönetim ilkelerimizi uygulayabilecek, dürüst, namuslu, ahlaklı, saygın arkadaşlarımız olacak.
Bu seçim Urla’nın her anlamda kabuğunu kırdığı seçim olacaktır. Urla’nın büyüme potansiyelinin ardından sürüklenen değil, o potansiyeli doğru yöneten ve yönlendiren bir belediyeciliği Urlalıyla birlikte yeniden inşa edeceğiz. Urlalıya saygıyla…”