Çiğdem Adalı’ya “Sizi tanımaktan çok mutluyuz. Hayata dair yaptığınız pek çok şeyin arasında, gazeteci yönünüzü çok seviyoruz. Urla’da kadın gazeteci olarak yıllardır verdiğiniz emekleriniz için URİKAD olarak sizi tebrik ediyoruz. 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününüz kutlu olsun.” Yazılı plaket veren URİKAD Başkanı Tuğba Öztürk, “Bugüne kadar gazeteciler sordu, biz cevapladık. Hep onlar bizi okura anlattı, tanıttı. Bugün gazetecilerin günü, biz de bir değişiklik yapıp bugüne özel Çiğdem Hanıma soru sorup onu tanımaya çalıştık. Günümüzde siyasiler ve tarafsız haber yapan gazeteciler ciddi hukuki sorunlar yaşıyorlar. Aslında biraz da bu konuya dikkat çekmek istedik. Zira her gün, tek kalemden çıkan, noktasından virgülüne aynı yazılmış haberlere maruz kalan okurlar için yerel gazete ve gazeteciler özgür basının direnen yürekleridir.” Açıklamasında bulundu.
Yaşadığı travma sonrası gazeteciliğe adım attığını ve gazetecilikte 13. Yılını tamamladığını dile getiren gazetemiz Köşe Yazarı Çiğdem Adalı ise “Yaşadığım travma sonrası yazmaya başladığımda aslında yaptığımın en faydalı terapi olduğunu bilmiyordum. Başta içimi dökmek için yazmaya başlamak sonrasında mesleğim oldu. Yerel gazetemiz Pencere Haber dışında, TRT ve İHA gibi çok değerli kurumlarda çalıştım. Mesleğim sayesinde her gün yeni bir bilgi öğrendim, öğrendikçe geliştim. Basın sektörü, kıymetini bilenin hayatını değiştirebilen çok değerli bir çalışma alanıdır ama maalesef ki, ülkemizde gazeteciliğin kıymeti bilinmiyor. Hele ki ismi duyulmamış, yerelde çalışan bir gazetece iseniz hayatınızı idame edebilmek adına ek iş yapmak zorunda kalıyorsunuz. Bende bu duruma maruz kalan bir basın mensubu olarak bugün basın alanında sadece özel haber ve köşe yazısı yazıyorum ama hayatımı frekans dengeleme sistemi kullanarak siyasi ve kişisel danışmanlık yaparak idame ettiriyorum. Her iki mesleğimi de çok seviyorum ancak şu bir gerçek ki, basın kökenli bir danışman olmazsam işimi bu kadar iyi yapamazdım çünkü danışmanlığın ilk kuralı doğru soruyu sormak ve verilen cevabın altında söylenmeyen cevabı okuyabilmektir.” Sözleri ile gazetecilikteki yolunu anlattı. Aynı zamanda sektörün sorunlarına da değinen Adalı ”Bugün birçok gazete reklam alamadığı için para kazanamıyor ve para kazanamadığı için kendi muhabirlerini çalıştıramıyorlar. Hal böyle olunca basın sektörünün çoğunluğu haberleri ajanslardan çekiyorlar. Bu durumda da, her gazetede tek muhabirin yazdığı Sayın Öztürk’ün dediği gibi noktasından virgülüne aynı haberler yayınlanıyor. Farklı cümle, farklı bakış açısı kalmadı artık. Daha da önemlisi, tarafsız gazeteci o kadar az ki artık. Sektörde ki maddi yetersizlik, işini ehli ile yapan gazetecilerin kendi köşesine çekilmesine sebep oldu. Onlar köşesine çekilince de, meydan sadece gazeteci kimliğinin ışıltısına kapılan ama iki kelimeyi bir araya getiremeyen, noktalama işaretlerini dahi kullanmayı bilmeyen kişilere kaldı.” Diyerek kendi gözleminden hem basın mensuplarının hem de okurların şikâyetlerini dile getirdi.