Kurtuluş Savaşı yıllarında en büyük desteği milletinden alan Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, vatanın kurtarılmasından sonra ülkenin kalkındırılması ve geliştirilmesini hedefleyen yeni bir mücadeleye başlamış ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecinde yurt gezilerine büyük önem vermişti. İnkılapların gerçek amacına ulaşması için halkla bütünleşmesi gerektiğine inanan Mustafa Kemal Paşa, bu nedenle her fırsatta yurt gezilerine çıkıyordu.
29 Ekim 1923 tarihinde TBMM’de oy birliğiyle Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından 1938’de vefatına dek geçen dönemde çok sayıda yurt gezisine çıkan Gazi Mustafa Kemal, 1924 yılında ilk yurt gezisini 1 Ocak-22 Şubat tarihleri arasında İzmir’e yapmış, hemen akabinde “Sonbahar Gezisi” olarak anılan uzun bir Anadolu gezisine çıkmıştı.
TARİHİ KAYSERİ LİSESİ’Nİ İKİ KEZ ZİYARET EDER
Ulu Önder Atatürk, Yeni Türkiye’nin yani Türkiye Cumhuriyeti’nin oluşmasında ve hayata geçmesinde büyük etkisi olan bu yurt gezilerden birini de toplamda beş kez gittiği Milli Mücadele’ye büyük destek veren Kayseri’ye yapmıştı. Cumhuriyetin ilanından itibaren Türkiye’nin en önemli sanayi kentlerinden biri olan Kayseri’ye yaptığı bu ziyaretlerden ikisinde ise ilkini 14 Ekim 1924’te, ikincisini de 9 Kasım 1930'da günümüzde Milli Mücadele Müzesi olarak hizmet veren “Taş Mektep” olarak da anılan ‘Kayseri Lisesi’ne gerçekleştirmişti. Bugün (14 Ekim) Atatürk’ün Kayseri’deki tarihi liseye yaptığı ilk ziyaretinin 100. yıldönümü.
ÖĞRENCİLERLE DERSLERE GİRER
14 Ekim’de eşi Latife Hanım’la birlikte ziyaret ettiği tarihi lisede okulun öğrencisi Behçet Kemal’in ateşli konuşmasıyla açılan törende Mustafa Kemal’i çok duygulandıran bir müsamere sergilenir. Mustafa Kemal Paşa lisenin şeref defterinin sekizinci sayfasına izlenimlerini kendi el yazısıyla "Kayseri Lisesi’ni, müdürüyle, muallimleriyle, bütün talebesiyle Cumhuriyet’in ateşli, feyizli bir ocağı bulduk ... " diye yazarak imzalarlar. Memnuniyetinin bir ifadesi olarak da okula bir yağlıboya tablosunu hediye eder. Mustafa Kemal Paşa tarihi liseye ikinci ziyaretini altı sene sonra 1930 yılının sonbaharında çıktığı uzun bir yurt gezisi sırasında yapar. Taş Mektep’te derslere girer, öğrencilerle birlikte tahta sıraları paylaşır, öğretmen ve öğrencilerle sohbet eder.
2 CUMHURBAŞKANI, 8 BAKAN VE BİRÇOK BAŞARILI İSMİN OKULU
Atatürk’ün daha sonraki yıllarda Ankara’da görüştüğü ve "Ben bu genci Kayseri' den tanırım" dediği müsamerenin açılış konuşmasını yapan ileride ünlü bir şair olacak Behçet Kemal (Çağlar) gibi ülke çapında tanınmış ve önemli görevlerde bulunmuş birçok isim, 1904 yılında öğrenci kabul etmeye başlayan Kayseri Lisesi’nde öğrenim görür. Anadolu’nun modern eğitim kurumları içinde yer alan ve uzun yıllar kentin tek lisesi olan Tarihi Taş Mektep, günümüze dek iki Cumhurbaşkanı, iki başbakan, üç Milli Savunma Bakanı, iki İçişleri Bakanı, bir Ulaştırma Bakanı, bir Turizm Bakanı, bir Sanayi ve Teknoloji Bakanı, bir Genelkurmay Başkanı, birçok önemli devlet adamı, milletvekili, başkan, sanatçı, yazar, akademisyen, sanayici, bilim ve iş insanı yetiştirmiş bir okul.
TURGUT ÖZAL’DAN ABDULLAH GÜL’E, GÖKSEL ARSOY’DAN HÜSEYİN İNAN’A
Kent ve Türkiye için önemli insanların yetişmesinde etkili olan tarihi lisede 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Milli Savunma eski Bakanlarından (Genelkurmay eski Başkanı) Orgeneral Hulusi Akar, Mehmet Yazar ve Mehmet Sadettin Bilgiç, İçişleri eski Bakanlarından Korkut Özal ile Sabahattin Çakmakoğlu, Ulaştırma eski Bakanı Naci Kınacıoğlu, Turizm eski Bakanı Bahattin Yücel, Sanayi ve Teknoloji eski Bakanı Tarhan Erdem, AKP Kurucu Üyelerinden XXII. Dönem Ankara Milletvekili Nur Doğan Topaloğlu, Anayasa Mahkemesi ve Atatürkçü Düşünce Derneği eski Başkanlarından Yekta Güngör Özden, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Yusuf Beyazıt, "Anadolu Fırtınası" lakaplı 9-14. Dönem Milletvekillerinden Hacı Osman Bölükbaşı, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kurucu ve yönetim üyelerinden ve Milli Mücadele yıllarında Kayseri'de Erciyes gazetesini çıkaran TBMM II. dönem Milletvekili Katipzade Nuh Naci Yazgan, "Altın Çocuk" lakaplı Türk sinemasının sevilen aktörlerinden Göksel Arsoy, modern kütüphaneciliğin önemli ismi Prof. Dr. Jale Baysal, ünlü şair Behçet Kemal Çağlar, Yedi Meşale edebiyat topluluğunun kurucularından yazar Cevdet Kudret Solok, ünlü bestekar Pınar Köksal, Kayserispor takım kaptanı Çerkes asıllı Türk futbolcu Gıyasi Tokoğlu ile yaşamları pahasına adalet, özgürlük ve eşitlik mücadelesi veren Deniz Gezmiş ve Yusuf Aslan ile Üç Fidan’dan biri olan devrimci Hüseyin İnan da eğitim görüp, mezun olan nice değerli öğrenciler arasında bulunuyor.
ÖĞRENCİLERİ GÖNÜLLÜ GİTTİKLERİ CEPHEDE ŞEHİT DÜŞER
Hatta bu lisede öğrenim görüp ancak mezun olamayan öyle değerli kahraman öğrenciler var ki, onlar gibi nice vatan sevdalıları sayesinde Başkomutan Gazi Mustafa Kemal önderliğinde bağımsızlığımıza kavuştuk. Savaş meydanlarının eşsiz ve dahi komutanı, ülkemizin bağımsızlık mücadelesini verdiği İstiklal Savaşı’nda milletine birlik ve beraberlik ruhunu aşılamış, Anadolu’dan Ege’ye, Karadeniz’den Akdeniz’e kadar tüm ulus vatanı parçalanmaktan kurtarmak için “Mustafa Kemal’in Askeri” olarak canla başla Milli Mücadele’ye destek vermişti. Kayseri Lisesi'nin öğrencileri de Başkomutan Gazi Mustafa Kemal’in askeri olarak orduya katılmış ve cephelerde savaşmıştı. Okulun son sınıf öğrencilerinin tamamı (63) eğitimlerini yarıda bırakıp gönüllü olarak cepheye gittiği ve zaferle sonuçlanan tarihin en uzun ve kanlı meydan muharebesi olarak anılan Sakarya Muharebesi'nde büyük kahramanlıklar göstererek şehit düştüklerinden dolayı okul, 1920-1921 öğrenim yılında mezun veremez. Ünlü şair Cahit Külebi müfettişken gittiği lisede okul kütüğünü incelerken, “1920-1921 Kayseri Sultanisi son sınıf öğrencileri Sakarya Meydan Muharebesi’nde vatanımız için şehit düştüğünden okulumuz bu yıl hiç mezun verememiştir.” yazısıyla karşılaştığında tek ve acı bir cümleyle özetlenen bu kahramanlık hikayesini ortaya çıkarır.
ÇAMLIBEL’DEN KAYSERİ LİSESİ’NİN NURA KOŞAN GENÇLERİ’NE MARŞ
Kayseri'nin Ulu Çınarı tarihi liseye 1922’de edebiyat öğretmeni olarak atanan ve burada iki yıl görev yapan ünlü şair Faruk Nafız Çamlıbel savaşta şehit düşen kahraman öğrencilerin anısına ‘Kayseri Lisesi Marşı’nı yazar. “Kayseri Lisesi’nin nura koşan gençleri / Güzel Anadolu’ya güneşler taşıyacak…” “Güçlüyüz, kuvvetliyiz, imanlıyız hepimiz / Yaşasın genç Türkiye, yaşasın mektebimiz.”
TÜRK'E DURMAK YARAŞMAZ, TÜRK ÖNDE, TÜRK İLERİ
Faruk Nafız ayrıca öğrencisi Behçet Kemal ile birlikte ülkece verilen bağımsızlık mücadelesini, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti devletinin on yılda neler yaptığını ve gelecek hedeflerini anlatan “Onuncu Yıl Marşı’nı yazar. Çağlar ve Çamlıbel’in Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 10. yıl kutlamaları için 1933'te sözlerini kaleme aldıkları “Onuncu Yıl Marşı”, günümüzde de gencinden yaşlısına büyük bir gurur ve coşkuyla söylediğimiz bir marştır; “Çıktık açık alınla on yılda her savaştan; / On yılda on beş milyon genç yarattık her yaştan; / Başta bütün dünyanın saydığı başkumandan, / Demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan.” “Türk'üz: Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi; / Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri!”
SEKİZ YILDA BİNLERCE ZİYARETÇİYİ TARİH YOLCULUĞUNA ÇIKARDI
Türkiye'deki en eski liselerinden biri olan Kayseri Lisesi, sahip olduğu tarihi kimlik açısından oldukça önemli bir yapı. 1904’te Abdülhamid dönemi Neoklasik mimarlık üslubuna uygun olarak yapılan ve Kayseri’nin ilk modern eğitim yapısı olan 120 yıllık tarihi Kayseri Lisesi, günümüzde derin bir tarih barındıran Milli Mücadele Müzesi olarak hizmet veriyor. Tarihi taş bina, Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin Kültür Yolu Projesi ‘Tarihe dokunmak’ kapsamında İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile imzaladığı protokolle belediyeye geçmesinin ardından aslına uygun restore edilerek müzeye dönüştürüldüğü 2016 yılından bu yana ağırladığı binlerce ziyaretçiyi adeta tarih yolculuğuna çıkartıyor.
DİJİTAL VE MODERN MÜZECİLİK UYGULANIYOR
Vatanın bağımsızlığına giden yolda Kayseri’nin her kesiminin Milli Mücadele dönemi boyunca verdiği desteğin, tarihi lisenin son sınıf öğrencilerinin tamamının gönüllü gittikleri Sakarya Savaşı'nda şehit düşmeleriyle zirveye ulaşmasından dolayı müzeye “Milli Mücadele” adı verilir. Tüm yönleriyle Kurtuluş Savaşı'nı, Kayseri başta olmak üzere Anadolu'nun milli mücadeleye katkısını ve milli mücadele kahramanlarını anlatan Müze’de dijital ve modern müzecilik uygulanıyor. Ziyaretçilerine İstiklal Mücadelesi dönemini yeniden yaşatıp, gözler önünde canlandıran Müze’de çok sayıda 19'uncu yüzyılın sonları ve 20'ci yüzyılın başlarına ait eser bulunuyor. Tarihe ışık tutan Milli Mücadele Müzesi’nde Kayseri Lisesi'nin asırlık eğitim tarihini ortaya çıkaran bölümler ile bir örnek sınıf (Mezunlar Sınıfı) da yer alıyor. Taş Mektep’likten Türkiye'nin önemli müzelerinden biri haline getirilen yapının bahçesinde de savaşta şehit düşen öğrenciler anısına bir anıt bulunuyor.”
KAYSERİ VE ÇEVRESİNİN MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNDE YÜKLENDİĞİ ÖNEMLİ ROL ANLATILIYOR
Osmanlı dönem mimarisini Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarıyla harmanlayan ve Kurtuluş Savaşı ruhunu anlatan müze, “Milli Mücadele” ve “Kayseri Lisesi Eğitim Tarihi” temalı iki ana bölümle ziyaretçilerini ağırlıyor. “Milli Mücadele Dönemi” kısmının her bir odası farklı bir tarihi dönemi anlatan dört bölümden oluşuyor. Bu bölümler kronolojik (1919, 1921, 1923 ve Basın Odası) olarak verilirken, odaların açıldığı koridorun duvarında da 1922 dönemi yer alıyor. Kayseri ve çevresinin bu aşamalarda yüklendiği önemli rol ortaya çıkarılırken, 1919'dan başlayarak Milli Mücadele’nin öyküsü fotoğraflarla, özet yazılarla, o dönemde kullanılan çeşitli metaryellerle ve halkın genel durumunu gösteren silikon heykellerle anlatılıyor. Birçok önemli eserin sergilendiği müzenin her bir salonunun duvarlarına Türk Silahlı Kuvvetleri arşivinden alınan video ve resimler yansıtılıyor.
1919 ODASI, İŞGALE KARŞI DİRENİŞ
Kurtuluş Savaşı süresince yaşananların Türkiye ve Kayseri bağlamında görselleştirildiği Müze’nin 1919 Odası’nda, "Develi düşerse Kayseri düşer, Kayseri düşerse Anadolu düşer" vurgusu yapılırken, vatanın kurtuluşuna giden yolda Kayseri’nin Anadolu’daki önemi, halkın askerlerle birlikte düşman işgaline karşı direnişi ve süreçte verdiği mücadele anlatılıyor. Bu bölümde Milli Mücadele döneminde etkili olan şahıslara da yer veriliyor. Kadınların ilk kez oy kullandığı TBMM 5. Dönem seçimlerinde ilk kez (dünyada ve Türkiye’de) meclise giren 17 kadın milletvekilinden biri olan Milli Mücadele’nin de etkin isimlerinden Ferruha Güpgüp’e ait bilgiler de mevcut. Ayrıca Bağımsızlık Mücadelesi döneminden kalma askeri malzemeler tüfekler, tabancalar, kamalar, bıçaklar, kılıçlar, fişeklik, asker formaları ve künyeleri sergileniyor.
1921 ODASI, MECLİS KÜRSÜSÜ
Kurtuluş Savaşı devam ederken düşman askerinin Haymana’ya kadar ilerlemesi üzerine TBMM, 24 Temmuz 1921’de hükümet merkezinin Kayseri’ye taşınmasına karar vermiş ve Kayseri Lisesi TBMM toplantıları için hazır duruma getirilmiş. Ancak Sakarya Savaşı’nın kazanılması üzerine bu karardan vazgeçilmiş. TBBM’nin Kayseri’ye taşınmasının gündeme gelmesini temsil eden ve hazırlanan meclis kürsüsünün birebir replikasının yer aldığı kürsü, müzenin ‘1921 Odası’nda bulunuyor. Bu bölümde ayrıca Mustafa Kemal Paşa’nın Meclis'in Kayseri’ye taşınmasına dair telgrafı, cephede savaşan asker maketleriyle Sakarya Meydan Muharebesi’nin canlandırması, savaşta kullanılan dürbünler ve çeşitli savaş malzemeleri ile Sakarya Savaşı’nın haritası da sergilenen değerler arasında.
1923 ODASI, DİRENİŞİN KADIN KAHRAMANLARI
Milli Mücadele’den Cumhuriyet’e giden sürecin işlendiği 1923 Odası’nda; büyük ölçekli canlandırmaların yanı sıra minyatür boyutlarındaki savaş sahnelerinin maketleri de bulunuyor. At üzerinde Mustafa Kemal Paşa, elinde Türk bayraklı askerler, ellerinde ülke bayraklarıyla düşman askerlerinin mini maketlerinin yanında cepheye cephane taşıyan temsili kağnı arabası, Milli Mücadele döneminden kalma Osmanlı dönemi kama, süngü uçları, Çerkez ve Kafkas kamaları, bıçaklar, tabancalar, top mermisi ve çekirdeği, askeri mühimmat sandıkları, mermiler, asker mataraları başta olmak üzere çeşitli askeri malzemeler sergileniyor. Bu bölümde ayrıca ‘Direnişin Kadın Kahramanları’na da yer veriliyor.
NUTUK’UN İLK BASKISI
1927 yılında orijinal kalıpları Viyana’da alınan ve İstanbul Devlet Matbaası’nda bin adet bastırılan Türk Kurtuluş Mücadelesi’ni anlatan Nutuk Kitabı’nın ilk baskılardan biri, Lozan Barış Antlaşmasını anlatan Paris Ulusal Matbaası tarafından basılan 24 Temmuz 1923 tarihli Mektuplar ve Anlaşmalar kitapçığı ile eki, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından bizzat imzalanmış Osmanlıca İstiklal Savaşı Madalya Beratı ve İstiklal madalyası, Propaganda ve Mefkure Kartları (Kurtuluş Savaşı esnasında halkın kurtuluşa olan inancını güçlendirmek ve moralini yüksek tutmak amacıyla hazırlanan kartlar), Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Harf İnkılabı’ndan önce ‘Yeni Türk Alfabesi’ni tanıtmak üzere 20 Eylül 1928'de çıkmış olduğu yurt gezisinin ilk durağı olan Kayseri'de çekilmiş olan 1. baskı orijinal fotoğraflar ile Atatürk’e ait yeni fotoğraflar da Osmanlı döneminin son mimari eserlerinden olan tarihi binanın ev sahipliğini yaptığı müzenin ‘1923 Odası’nda sergileniyor.
BEYANNAMEİ HÜMAYUN SURETİ
Müzede aynı zamanda farklı orjinal belgeler de mevcut. Bunlardan bir tanesi de koridorda yer alan beyannâme-i hümâyun sureti. Bu belge Osmanlı Devleti’nin Harb-i Umumiye (I. Dünya Savaşı) giriş ilanı. Belgede özetle Osmanlı Devleti’ni savaşa girmeye mecbur bırakan hususlar ve savaş öncesi kurulan ittifaklardan bahsediliyor.
MİLLİ MÜCADELE’YE BÜYÜK KATKI SUNAN GAZETELER
“Milli Mücadelede Basın” bölümünde ise 1920-1921 yılları arasında baskısını Kayseri'de yapmak zorunda kalan, Kuvay-i Milliye hareketi dolayısıyla çıkartılan ve Milli Mücadele’ye büyük katkı sunan, Kayseri’de halkın mücadele azmini yükselten, İstiklal Marşı’nı yazan şair ‘Mehmet Akif Ersoy’un başyazarlığını üstlendiği “Sebilürreşad” ile Sakarya Savaşı’nda Kayseri’ye nakledilen Milli Mücadele basını içinde en kuvvetli ve nitelikli gazetelerden biri olan ‘Yunus Nadi’ yönetimindeki “Anadolu'da Yenigün” gazeteleri Osmanlıca sergileniyor. Bir asırdan daha fazla süre öncesi çıkan orijinal Osmanlıca gazeteler müzedeki dijital ve modern teknoloji sayesinde bir dokunuşla günümüz Türkçesi-alfabesiyle okunabiliyor. Basın Odası’nda ayrıca daktilo, radyo, gaz lambası, telefon, haberleşme, basım, kağıt vb. malzemeler sergileniyor. Duvarlarda o dönemin basınını anlatan bilgiler yer alıyor. Basın Odası’nın hemen yanındaki odada da dönemin olaylarını anlatan kısa bir filmin gösterildiği ‘Video Odası’ bulunuyor.
EĞİTİM TARİHİ BÖLÜMÜ
Müze’nin “Eğitim Tarihi” Bölümü ise Atatürk'ün "Melhame-i Kübra" (Büyük Kanlı Savaş) olarak nitelendirdiği Sakarya Meydan Muharebesi’ne katılan ancak cephede şehit düştüklerinden okullarına geri dönemeyen öğrencilerin diplomalarının sergilendiği koridordaki platformla başlıyor. Şehit öğrencilerin hiç alamadıkları mezuniyet belgeleri (Osmanlıca diplomaları) siyah mermer üzerine ayrı ayrı cam fanuslar içine yerleştirilmiş ve alttan ışıklandırmalı olarak sergileniyor. Öğrencilerin adları sesli olarak okunarak yoklama alınırken, her öğrencinin ismi okunduktan sonra "burada" diye gelen cevap, ziyaretçileri duygulandırıyor. Ayrıca, duvarlarda siyah zemin üzerinde beyaz ile Türkçe ve İngilizce “Kayseri Sultanisin’nin İsimsiz Kahramanları” başlığı altında bilgi panoları bulunuyor. Tarihi yapının okul olduğu döneme ilişkin canlandırmalar ve sergilemelerin yapıldığı Eğitim Tarihi bölümünde Kayseri Lisesi’nin Milli Mücadele sürecindeki rolü, okulun tarihçesi ve eğitim geçmişi yer alıyor. Lisenin asırlık eğitim tarihini ortaya koyan bu bölümde mezun olan öğrencilere ait fotoğraflar, basılı hatıralar ve kullanılan araç gereçler hakkında bilgiler, görseller ve spor dallarından kazanılan kupalar sergileniyor. Ayrıca bu bölümde yer alan örnek sınıf (Mezunlar Sınıfı) kısmında ileriki yıllarda ülkemizde önemli görevlerde bulunmuş isimlerden beş kişinin silikon heykeli bulunuyor.
MEZUNLAR SINIFI
Tarihi Kayseri Lisesi’nin ülke idaresinde etkili olmuş beş mezununun öğrencilik dönemlerini yansıtan silikon heykellerinin başrolde olduğu ‘Mezunlar Sınıfı’nda; 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, Türkiye'nin kütüphanecilik alanında ilk kadın profesörü Jale Baysal’ın, Onuncu Yıl Marşı yazarlarından ünlü şair Behçet Kemal Çağlar ile TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın silikon heykelleri yer alıyor.
OKULUN YETİŞTİRDİĞİ ÜLKEDE İZ BIRAKAN DİĞER DEĞERLERİN DE SİLİKON HEYKELLERİ MEZUNLAR SINIFI’NDA OLSA…
Kayseri Lisesi’nin tarihi ana binasında hizmet veren Milli Mücadele Müzesi, ziyaretçisini gezerken tarihi bir yolculuğa çıkaran, hüzün ve gururu bir arada hissettiren profesyonelce düzenlenmiş bir mekan. Müze’nin oluşturulmasında katkısı olan herkesin emeğine sağlık. Ziyaretçilerini güler yüzle karşılayan ve bilgilendiren görevlilere de teşekkürler..
Özenle hazırlanan ve derin bir tarih barındıran Müze’ye, birkaç küçük dokunuş olsa.. Örneğin;
-Mezunlar Sınıfı’ndaki silikon heykellerinin arasında tarihi liseden mezun olan Türk sinemasının ünlü aktörü Göksel Arsoy’un, devrimci Hüseyin İnan’ın, diğer bakan ve milletvekilleri ile ülkede iz bırakan diğer değerli isimlerin de silikon heykelleri olsa ziyaretçiler okulun yetiştirdiği birçok değeri bu özel hazırlanmış sınıfta bir arada görse “Mezunlar Sınıfı” daha mı anlamlı olurdu acaba? Ayrıca okulun savaşta şehit düşen öğrencileri anısına ‘Kayseri Marşı’nı, Cumhuriyet’in kuruluşunun 10. yıldönümü için de öğrencisi Behçet Kemal ile birlikte ‘Onuncu Yıl Marşı’nı yazan lisede iki yıl edebiyat öğretmenliği yapan Faruk Nafiz’in kara tahta önünde öğrencilerine ders anlatır haliyle bir silikon heykeli ‘Mezunlar Sınıfı’nda yer alsa, öğretmeni öğrencileriyle beraber sınıf bütünlüğünü sağlamaz mıydı? Ayrıca buradaki silikon heykellerin tanınmış sima hallerinin birer fotoğrafı ya öğrenci kıyafetlerine iliştirilse ya da sıralarına çerçeve içine konsa böylelikle yerli ve yabancı ziyaretçiler açısından tanınırlıkları ortaya çıkarılsa nasıl olurdu acaba?
MEHMET AKİF ERSOY, YUNUS NADİ, NUH NACİ YAZGAN VE PAPA EFTİM..
Basın Odası’na ise bir süre Kayseri’de basılan ve halkın mücadele azmini yükselten gazetelerden Sebilürreşad’ın başyazarı milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un daktilo başında silikon heykeli, Anadolu'da Yenigün’ü çıkaran Cumhuriyet Gazetesi’nin de kurucusu Yunus Nadi’nin, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kurucu yönetim üyelerinden, Kayseri'de Erciyes Gazetesi’ni de çıkaran TBMM II. dönem Milletvekili Katipzade Nuh Naci Yazgan’ın ve Milli Mücadeleye bizzat destek veren Papa Eftim’in (önderliğinde Anadolu’da Ortodoksluk Sadası Gazetesi çıkartılıyordu) fotoğraflarıyla bilgileri eklense, ayrıca Milli Mücadele döneminde kentte yayın yapan tüm gazetelerden birer örnek duvarları süslese ve istiklal mücadelesinde medyanın gücü vurgulansa ‘Basın Odası’na daha bir derinlik katmaz mıydı?
ATATÜRK’ÜN SİLİKON HEYKELİYLE TAÇLANDIRILSA
Bu silikon heykellerin arasında en olması gerekeni ise Kayseri’ye yaptığı beş ziyaretten ikisinde Tarihi Taş Mektep’e de misafir olan Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bir heykeli. Mustafa Kemal Paşa tarihi liseye ikinci ziyaretinde derslere girmiş, öğrencilerle tahta sırayı paylaşmış, öğretmen ve öğrencilerle sohbetler etmişti. Müzede “Mezunlar Sınıfı” olarak oluşturulan örnek sınıfta Gazi Mustafa Kemal’in öğrencilerle bir arada oturuşu mizansen edilseydi hoş olmaz mıydı? Bu “Örnek Sınıf” ülkeyi yok olmaktan kurtarmış, pek çok cephede savaşmış ve İnkılaplarla Türk devletini geliştirmeye çalışmış Gazi Mustafa Kemal’in silikon heykeliyle taçlandırılsa daha mı anlamlı olurdu, ne dersiniz?
TAŞ MEKTEP
Kayseri’nin asırlık geçmişine tanıklık eden tarihi Taş Mektep, Sultan II. Abdülhamid döneminde, eğitim sisteminde başlatılan modernleşme çabaları doğrultusunda kurulmuş. Donanma Vekili Ahmet Paşa tarafından 1903 yılında temeli atılan binanın ilk katı 1904’te tamamlanmış. 1893 yılından itibaren Seyfullah Efendi Konağı’nda “Derece-i Ula Mekteb-ı Külliyesi İdadisi” adıyla sürdürülen eğitim buraya aktarılmış. 1915’de Sultani’ye dönüştürülen okulun 1916 yılında ikinci katı yaptırılmış. Osmanlı Devleti’ndeki sayılı sultanilerden biri olan okulun giderek artan öğrenci sayısı, ülkenin Balkan Savaşı ve I. Dünya Savaşı’na girmesi üzerine azalmış. Milli Mücadele tarihinde önemli rol oynayan okul, Çanakkale, Sakarya ve Kurtuluş Savaşları’nda birçok şehit ve gazi verdiğinden mevcut sayısı 49’a düşmüş. Çanakkale Savaşı’nda sadece dokuz mezun verebilen okul, Sakarya Meydan Muharebesi’nde ise hiç mezun verememiş. Atatürk’ün iki, Kazım Karabekir’in ise bir kez ziyaret ettiği Milli Mücadele tarihi açısından Kayseri kenti için ayrıcalıklı bir öneme sahip tarihi okul, 1923 yılında ‘Lise’ye dönüştürülmüş. Osmanlı Dönemi’nin son zamanlarında kurulan, Cumhuriyet’in ilanından sonra modern eğitim sistemiyle Modern Türkiye Cumhuriyeti’nin öncü yüzlerinden biri olan tarihi lisenin asırlık binası, 2 Mayıs 2016 tarihinden itibaren “Milli Mücadele Müzesi” adıyla hizmet veriyor. Kayseri’nin kültür turizmine katkı sağlayan Müze, alt kat salonlarıyla pazartesi hariç, diğer günler ziyarete açık.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
“Milli Mücadele Müzesi” Türk milletinin “varlıkla yokluk mücadelesi” olan ve Başkomutan Mustafa Kemal önderliğinde “Ya istiklal ya ölüm” parolasıyla girdiği ölüm kalım savaşlarında vatanın ne zorluklar, mücadeleler ve fedakârlıklarla düşman işgalinden kurtarıldığına şahitlik ettiren bir müze. Müzeyi gezerken başta Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya, silah arkadaşlarına, Kayseri Lisesi’nin şehit kahraman öğrencilerine, basın yoluyla halkın mücadele ruhunu kamçılayan vatansever kalemlere, kadınından erkeğine, gencinden yaşlısına orduyla omuz omuza mücadele yürüten isimli isimsiz tüm kahramanlara içinizden sonsuz teşekkür ediyor, minnet ve saygıyla anıyorsunuz. Kanlarıyla bu toprakları bize vatan yapan tüm kahraman güzel yüreklerin mekanları cennet olsun. Ne mutlu Türküm diyene!