2005 yılında balık çiftliği kafeslerinin (on üç adet) olduğu kokar, 2013 yılından itibaren kafeslerin dışarı taşınması ile birlikte balıkçılık firmalarının lojistik merkezi ve yatak alanına dönüşmüştü. Bu işletmelerin yoğun kullanımı, yasaklar ve kirlenme nedeniyle Urlalıların ilgi ve sevgi alanından çıkan Kokar’da hala deniz kaplumbağları yaşıyor. 

Urla’nın güney koylarında insan eliyle yapılmış bir liman yok, Kokar Koyu’nun güney doğuya (keşişleme) bakan 335 metre genişliğinde liman ağzı var. Koya girişi takiben iç kısımlarında demirlemeye, sahile bağlamaya uygun onsekiz ayrı koy (bük) bulunuyor. Denizlere kapalı korunak sağlayan liman ağzı ve karanın içine doğru 1850 metreyi geçen derinliği, koyun içindeki sahile dik derinleşme ile kırk (40 mt) metreye varan deniz derinlikleri Kokar’ı eşsiz bir yer yapıyor. Kokar bu nedenle bölgedeki fırtınalardan kaçılabilecek onlarca koydan en değerlisi. Kokar’ın çevresi ve kıyı bölgeleri, hikâyeleri, özellikleri ile öncelikle Urlalıların merakını,  sevgisini çeken bir mit ve değer.

Göcek’te Göbün, Boynuz bükü gibi koylarla aynı özellikleri taşıyan Kokar, ne onlar kadar korunuyor ne de deniz turizmi ile tanınıp bir turizm değeri yaratmıyor.  Son dönemde ise Kokar’ın kıyı kullanımının ne şekilde şekillendiği net olarak Urlalılar tarafından bilinmiyor.

Kokar çevresinde iki marina var. Alaçatı marina yaklaşık 19 deniz mili (35 Km) Sığacık marina 10 deniz mili ( 18km) mesafede. Demircili bağlama alanı ise 6 deniz mili mesafede bu bölgede binin üzerinde büyüklü küçüklü gezen tekne var.

Bölgedeki tekneler Urla’nın güneyindeki bu koylara gidiyor kıyılarına demirliyorlar. Kokar dahil hiçbir koyda sahilde koruyucu bir anele, baba, tonoz sistemi, çöp atık toplama hizmeti yok, bu kullanım şekli deniz kirliliği, kıyı tabiatının ve denizdeki çayırların tahribine neden oluyor.  Bölgede tek denetimi sahil güvenliğin tekneleri yapılıyor, alanın atık belgeleri de Sığacık’ta balıkçı kooperatiflerince ağırlıkla sağlanıyor.

Gökliman ve çevresindeki onlarca koy, sahipsizlikten nasibini almış, özellikle yaz aylarında çoğunluğu denizde yaşamı bilmeyen teknecilerin, hoyrat sahil işgalcilerinin hedefi olmuş durumda.

Resimlerde de görüldüğü gibi bölge nükleer savaştan çıkmış görünümünde olup böylesine özel bu bölgenin kaybedilmeden,  bir deniz parkı olarak yapılanması ise Urla için bir değer olacaktır.