Yaşamın yenilenmesini simgeleyen rengarenk boyanan haşlanmış yumurtalar, doğumu, yaşamı ve bereketi temsil eden tavşan şeklindeki çikolatalar, mis kokulu çörekler, leziz kurabiyeler, farklı renklere boyanmış çeşitli boyutlardaki mumlar, kuzu etli zengin içerikli kurulan uzun sofralar, edilen dualar, tutulan dilekler, kiliselerde düzenlenen ayinler ve eğlenceli festivaller, ilkbaharın gelişiyle birlikte dünyanın birçok ülkesinde kutlanan Paskalya Yortusu, Hristiyanlık’taki en eski ve önemli dini bayramlardan biri.

Birçok Hristiyan’ın yıl boyunca sevinçle beklediği Paskalya’da düzenlenen geleneksel şenliklerde bazı ülkeler bahar mevsimini karşılamaya odaklanırken, bazı ülkelerse daha dinsel bir tonda kutlamaları gerçekleştiriyor. Hristiyan inanışına göre Hz. İsa’nın çarmıha gerildiği cuma gününü izleyen pazar gününde mucizevi şekilde dirilmesinin anıldığı kutsal ve kültürel bir bayram olarak kutlanan Paskalya Yortusu, ‘Diriliş Günü’, ‘Kıyam Yortusu’ ve ‘Diriliş Pazarı’ olarak da isimlendiriliyor. Dünya çapındaki Hristiyanlar’ın yüzyıllardır kutladıkları Paskalya, bazı batı ülkelerinde ise Easter ve Ostern olarak geçiyor.

 

RENKLİ FESTİVALLER DÜZENLENİR, COŞKUYLA KUTLANIR

Hristiyan dini takviminde en önemli gün olan Paskalya Bayramı, aynı zamanda resmi bir tatil. Paskalya döneminde özellikle Avrupa ülkelerinde renkli kutlamalar yapılırken, bazı ülkelerde de çeşitli festivaller düzenlenir. Bu festivallerde dini törenler, sokak partileri, çeşitli eğlenceler, uçurtma şenlikleri çiçek figürlü ve rengarenk kostümlü geçitlerle kutlamalar yapılır, Paskalya Çarşısı adı verilen pazarlar kurulur. Bu pazarlarda bayram boyunca paskalyaya özgü figürlerden oluşan yumurtalar, şekerlemeler ve hediyelik eşyalar bayram boyunca satılır. Paskalya’nın sembolü olan tavşan ve rengarenk boyanmış yumurtalar evleri, sokakları ve vitrinleri süsler. Sokaklarda ise yumurta boyama etkinlikleri yapılır, şekerleme dükkanlarında da özel Paskalya tatlıları sunulur. Paskalya’ya özgü pişirilen mahlepli çöreklerin mis gibi kokuları etrafa yayılır.

 

TURİZM ŞİRKETLERİ VE MAĞAZALAR İÇİN DE ÖNEMLİ BİR GELİR KAPISI

Dünya genelinde turistler tarafından da ilgiyle takip edilen Paskalya Yortusu için turizm acenteleri özel turlar düzenler. Bu neşeli etkinlikleri izlemek isteyen farklı dinlere mensup kişiler de paskalya kutlamalarını seyahat programlarına dahil ederler. Paskalya yortuları Hristiyanlar için son yıllarda yalnızca dini ibadeti temel alan bir kutsal gün değil, aynı zamanda ailelerin ve arkadaşların bir araya gelerek birlikte kaliteli zaman geçirdiği sosyal bir bayrama da dönüşürken, Hristiyan olmayan bazı insanlar için ise kültürel olarak kutlanan bir bayram, turizm şirketleri ve mağazalar için de önemli bir gelir kapısı oldu.

 

HER ŞEYİN YARATI­CISI TANRI’YA ŞÜKREDİYORLAR

Bütün aileyi birleştiren, mutluluk ve heyecan kaynağı olan, sıcak duyguları ve umudu simgeleyen bir bayram olan Paskalya, çok eski yıllardan bu yana bahar ekinoksuyla beraber her yıl farklı tarihlerde kutlanıyor. Paskalya’nın bir hafta öncesinden kutlandığı Pazar gününe kadarki süre ‘Kutsal Hafta’ olarak nitelenirken, bu günlerde Hz. İsa, çarmıha gerilme sürecinden diriliş gününe dek her gün farklı bir ayin ve ritüel ile anılıyor. Dini ayinler “Büyük, Kutsal Cumartesi” adı verilen gündeyse doruğa ulaşıyor. Yortunun son bulduğu Pazar günü ise İsa peygamberin ‘Diriliş Günü’nü sembolize ettiği için Paskalya’nın en önemli günü olarak kabul ediliyor. Hristiyanlar paskalya ile birlikte insanları günahtan ve ölümden kurtarmak için yeryüzüne gönderilen, Tanrı'nın Oğlu olduğuna inandıkları ve insanların günahlarının bağışlanması için çarmıhta bedenen can veren, üç gün sonraysa dirilen İsa Mesih’in ölüme galip gelerek yepyeni bir hayata başladığı gibi kendilerinin de yenileneceğine inanıyor ve her şeyin yaratı­cısı Tanrı’ya şükrediyorlar.

 

PASKALYA YUMURTASININ KÖKENİ BABİLLER’E KADAR UZANIYOR

Önceki yüzyıllarda paganizmin, Hristiyanlıkta’da Paskalya’nın sembollerinden olan yumurta, geleneksel olarak ilkbaharın, doğanın uyanışının, hayatın başlangıcının ve yeniden doğuşun simgesi olarak görülüyor. Kökeni de Eski Babilliler’e kadar uzanıyor. Babiller gökten Fırat Nehri'ne bir yumurtanın düştüğüne ve doğurganlık tanrıçası Astarte'nin yumurtadan çıktığına inanıyorlardı. Paganlar da bahar şenliklerinde hediye olarak yumurta alışverişinde bulunurlardı. Hristiyanlık öncesi dönemlerde baharı simgeleyen yumurtalar, tavşanlar ve tatlılar gibi Paskalya süsleri günümüzdeyse Paskalya döneminin sembollerini oluşturuyor. Çeşitli renklere boyanan yumurtalar paskalya yumurtası tokuşturma yarışında kullanılıyor ve çocukların bulup toplaması için saklanıyor. Böylece çocukların da oyun ve eğlence yoluyla bu yortuyu benimsemeleri amaçlanıyor.

 

YUMURTALAR MUTLULUK, NEŞE VE İYİ ŞANS GETİRMESİ NİYETİYLE BOYANIR

Yumurtalar verileceği kişiye mutluluk, neşe, iyi şans getirmesi ve onu kötülüklerden koruması için boyama işlemine başlanmadan önce adına dualar edilir. Boyamada kullanılan neşeli renkler İsa Mesih’in dirilişinin neden olduğu sevinci yansıtırken, hemen hemen her boyamada kullanılan kırmızı renk Hz. İsa'nın haç üzerine dökülen kanını, sarı renk dirilişi, mavi renk de sevgiyi temsil eder. Yumurtanın sert kabuğu İsa peygamberin mühürlenmiş mezarının sembolüyken, yumurta kabuğunun çatlatılması ise Hz. İsa'nın yeniden doğuşunu simgeler. Hristiyanlar, Hz. İsa'nın dirilişi aracılığıyla ölümün ve günahın üstesinden geldiğine inanırlar. Paskalya yumurtalarıyla dolu sepetler de İsa peygamberin diriliş metaforu olarak kullanılır. Paskalya Bayramı'nın diğer sembollerinden olan tavşan figürleri ise yine doğumla ve bereketle ilgili. Doğurganlığıyla bilinen tavşan, Paskalya Bayramı'nda doğumu, yaşamı ve bereketi temsil eder. Bu yüzden de tavşan şeklinde şekerlemeler ve çikolatalar bugüne özel olarak yapılıp ve dağıtılır.

 

OSMANLI DÖNEMİ’NDE PASKALYA KUTLAMALARI

Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan, farklı inanç ve kültürlerin karşılıklı hoşgörü içinde yaşadığı ülkemizde de Paskalya Yortusu Hristiyan nüfus tarafından kiliselerde düzenlenen ayinlerle, evlerde güne özel hazırlanan yiyeceklerle, paskalya yumurta avıyla ve hediyelerle coşku içinde kutlanıyor. Osmanlı toplumunda ve Cumhuriyet’in azınlık toplumlarının sayısının daha büyük olduğu dönemlerinde özellikle İstanbul'da Hristiyan ailelerin paskalya ve diğer yortularda Müslüman komşularına da paskalya yumurtası ve paskalya çöreğinden getirmeleri adettenmiş. Osmanlı’da ise Sultan II. Abdülhamid döneminde gayrimüslimlere Paskalya Yortusu’nda Hazine-i Maliye-i Celile’nin Dahiliye Muvazenesi atıyye-i seniyye tertibatı ve Hazîne-i Hâssa-i Şâhâne’ye bağlı Emlâk-i Hümâyun İdaresi’nden cemaatlerin nüfus oranına göre ödemeler yapılırmış. Yönetimi altında İslam, Hristiyan ve Musevi dinine mensup milyonlarca insanı yüzyıllar boyunca huzur içerisinde bir arada yaşatan Osmanlı Devleti’nde yaşayan her inanç grubu dini bayramlarını olağanüstü durumlar dışında kendi inançları çerçevesinde coşku içerisinde kutlarmış.

 

TÜRKİYE’DEKİ 160 BİN CİVARINDAKİ HRİSTİYAN DA PASKALYA’YI KUTLUYOR

Türkiye’de yaklaşık 80 bin Oryantal Ortodoks, 35 bin Katolik, 18 bin Antakya Rum Ortodoks, 5 bin Rum Ortodoks, 512 Mormon ve 8 bin Protestan, çoğunlukla etnik Türk olmak üzere, Türkiye'nin nüfusunun yüzde 0,2'sinden azını temsil eden 160 binden fazla kişinin oluşturduğu farklı Hristiyan mezhep, her yıl olduğu gibi bu yıl da yılın en kutsal günü olarak kabul ettikleri Paskalya Bayramı’nı kökü çok eskilere dek uzanan geleneklerle kutluyorlar. Hristiyanlar Paskalya’dan 40 gün sonra da peygamberlerinin göğe, Tanrı katına yükselişini kutlayacaklar.

 

KATOLİKLER 31 MART’TA KUTLADI

Dünyanın dört bir yanındaki Hristiyanların kendi ülkelerinin yerel gelenekleriyle harmanlayarak Tanrı’nın oğlu olduğuna inandıkları Hz. İsa’nın dirilişini andıkları Paskalya Bayramı, 325 yılında İmparator I. Konstantin tarafından düzenlenen İznik Konsili'nin aldığı karara göre ilkbahar gün dönümünün yaşandığı 21 Mart’ta dolunayın görülmesinden sonraki ilk pazar günü kutlanıyor. Tüm Hristiyan mezhepleri tarafından kutlanan Paskalya’yı, Katolikler ve Protestanlar (Gregoryen) ile Ortodokslar (Jülyen) farklı takvim kullandıkları için farklı günlerde kutluyor. Orta Çağ boyunca birbirlerini rakip olarak gören, tartışan defalarca birbirlerini aforoz eden Batı Roma'daki Papalık ile İstanbul'daki Doğu Roma-Bizans Patrikliği 1054 yılında kesin olarak ayrılmışlardı. Bu tarihten sonra Ortodoks ve Katolik Kiliseleri ayrı bir şekilde örgütlenerek yollarına devam ettiler. Dünyada yaklaşık 300 milyon Ortodoks Hristiyan var. Ortodoks Hristiyanların çoğu Doğu Avrupa ve Orta Doğu’da bulunurken, dünya çapında yaklaşık 1 milyar 300 milyon Katolik, yaklaşık 590 milyon da Protestan bulunuyor.

 

ORTODOKSLAR 5 MAYIS’TA KUTLAYACAK

Kelime kökeni İbranice’ye dayanan ve “dokunmadan geçmek” anlamına gelen Paskalya’yı Gregoryen Takvimi'ni kullanan Batı (Roma/Katolik) Kilisesi bu yıl Türkiye’de Yerel Seçim gününe denk gelen 31 Mart Pazar günü kutlamış, ardından Paskalya Tatili başlamıştı. Jülyen ve Gregoryen takvimleri arasında boşluk 2010 yılından itibaren 14 güne çıktığından, Doğu Kilisesi’nde kutlamalar Katolikler ve Protestanlar’dan sonra gerçekleşiyor. İstanbul Başpiskoposu ve aynı zamanda Ekümenik Patriği Bartholomeos’a bağlı Doğu (Bizans/Ortodoks) Kilisesi bu kutsal günü temel aldıkları Jülyen Takvimi'ne göre 5 Mayıs Pazar günü kutlamaya hazırlanıyor.

 

MUMLAR YAKARAK DİLEKLERDE BULUNACAKLAR

Paskalya Yortusu’nda bu yıl da Doğu (Bizans/Ortodoks) Kilisesi'ne bağlı tüm kiliselerde (Tuna Nehri ve Sırbistan'dan, Doğu'da da Fırat Nehri, Kapadokya ve Ermenistan'a ve Güneydoğu'da Suriye'ye kadar / İstanbul Patrikhanesi, İskenderiye, Antakya, Kudüs, Rusya, Sırbistan, Rumen, Bulgaristan, Gürcü, Kıbrıs, Rum, Polonya, Arnavutluk, Çek - Slovak ve Ukrayna Ortodoks Kiliseleriyle birlikte bazı Asya ve Afrika kiliseleri) ‘Diriliş Günü’ne özel ayinler düzenlenecek, İncil’den bölümler okunacak, dualar edilecek ve cemaat üyeleri yaktıkları mumlarla dilekler tutacak. Ortodokslar bu günlerde kendilerini tamamen bu olay üzerine yoğunlaştıra­rak İsa Mesih’in mucizevi dirilişini kalplerinde ve zihin­lerinde hissetmeye çalışacaklar.

 

PASKALYA DÖNEMİNDE RUH DÜNYALARINI YENİLİYORLAR

Hristiyan inancına göre İsa-Mesih, insanlığın günahlarına kefaret olarak çarmıha gerilmiş, gömülmüş, üçüncü günde ölümden dirilmiş, göğe yükselmiş, kurduğu topluluk da Hristiyan Kilisesi'ne dönüşmüş ve dünyanın sonuna doğru tekrar yeryüzüne gelerek Tanrı’nın Krallığı’nı ikame edecek. Bu doğrultuda Ortodoks Kilisesi de Paskalya’yı ümit, hayatın ölüme üstünlüğü ve ölümden sonraki ebedi hayatın zaferi olarak kabul ediyor ve Hz. İsa’nın ölümünün anısına haç sembolünü kullanıyorlar. Baharın gelmesiyle tekrar yenilenen tabiat gibi Ortodoks Hristiyanlar da paskalya dönemi ile birlikte kendi hayatlarını, ruh dünyalarını İsa Mesih’in ışığıyla yeniliyorlar.

 

İSA MESİH’İN ÖLÜM KARŞISINDAKİ ZAFERİ; DİRİLİŞ HİKAYESİ

İsa-Mesih’in ölümden dirilmesi inancı günümüz Hıristiyanlığının bel kemiğini oluşturuyor. İnanca göre Hz. İsa Cuma günü çarmıha gerildikten sonra cesedi çarmıhtan indirilir ve bir mağara mezarına gömülür. Romalı askerler tarafından korunan mezarın girişine devasa bir taş konur. Pazar günü annesi Magdalalı Meryem ile bazı kadın havariler mezarı ziyaret eder ancak taşın hareket ettiğini ve Hz.İsa'nın cesedinin orada olmadığını görürler. O sırada mezara inen bir melek annesi Hz. Meryem’e İsa Peygamber’in dirilişini müjdeler. Hz. İsa önce Hz. Meryem ile yanındaki kadın havarilere görüldükten sonra ilerleyen günlerde diğer havarilerine görülür ve onlarla vakit geçirir. Daha sonra birçok insana da görülmesinin ardından 40. günde göğe, Tanrı katına yükselir. İsa Mesih’in ölüm karşısındaki zaferinin kutlandığı bu bayram Hristiyanların ölümden sonraki hayata dair inancının temelini oluşturuyor. Çünkü İsa Mesih inananlara, kendi dirilişi gibi bir diriliş ve sonsuz yaşam vaat etmiştir.

 

40 GÜNLÜK ET YEMEME ORUCU

Sadece tavşan şeklinde çikolata ya da yumurta şeklinde şekerleme yemekten çok daha fazlası ve birçok farklı gelenek ile göreneğe sahip önemli dini bir bayram olan Paskalya’da Hz. İsa tüm Hristiyanlar tarafından yaşamından kesitlerle anılır. Hristiyan aleminde İsa Peygamber’in işkence gördükten sonra çarmıha gerilmesini ve göğe yükselerek dirilmesini sembolize eden Paskalya Bayramı, beş hafta süren Büyük Perhiz dönemi ile son hafta başlayan ‘Kutsal Hafta’yı kapsarken Cumartesi gece yarısından sonra Pazar, 'Diriliş Günü’nde sona erer. Hristiyanlar birbirini “İsa dirildi- Hakikat için dirildi” dilekleriyle kutlar. Hristiyanlar bu perhiz döneminde Hz. İsa’nın çölde 40 gün boyunca hiçbir şey yemediği düşünülerek kefaret ve oruç tutmaya adanan Büyük Perhiz sürecinde oruç tutar, 40 gün boyunca hayvansal gıda tüketmezler. Büyük Perhiz’in bittiği Cumartesi gece yarısı ayini sonrası ise kuzu eti ve sakatatlardan oluşan çorba içer, Tsoureki Paschalino adı verilen Paskalya Çöreği yerler. Büyük Perhiz’de temel amaç, oruç tutarak kişinin kendisini Paskalya’ya hazırlaması ve dünyevi ihtiyaçlardan arınıp İsa'nın yoluna dönmesi. 40 günlük et yememe orucu sonunda da kutlamalar yapılır. Ayrıca bu hafta içinde evlerde mumlar yakılır, dualar edilir, yumurtalar boyanır, komşulara çörekler ikram edilir.

 

KUTSAL HAFTANIN HER GÜNÜ AYRI BİR RİTÜELLE GEÇER

Paskalya gelenekleri ülkelere ve mezheplere göre farklılıklar gösterse de kutlamalar genellikle şu şekildedir:

Kutsal Hafta kapsamındaki Çarşamba günü İsa Peygamber’in havarisi tarafından ele verilişi anılır. Havarilerinden Yahuda Hz. İsa'ya ihanet ederek 30 gümüş para karşılığında yerini Romalılara göstererek ele verir ve çarmıha gitme sürecinin başlamasına sebep olur. Perşembe günü, Hz. İsa'nın 12 havarisi ile yediği son akşam yemeği olması ve çarmıha gerilmesi nedeniyle "Kutsal Yas" günü, Antlaşma Perşembesi, Gizemli Perşembe ve Büyük Perşembe olarak da anılır. Kiliselerde gece ayinlerinin düzenlendiği bu gün, İsa Mesih’in öğrencilerinin ayaklarını yıkadığı, son akşam yemeğini yediği ve bu akşam yemeğinde öğrencileriyle şarap ve ekmek paylaşırken, “Bu sizin için feda ettiğim kanım (şarap) ve bedenim (ekmek)” ile başlayan ünlü ayetleri söylediği gündür. Ayrıca bu gün zeytinyağlı mercimek yenir. Bu gelenek halk arasında “Meryem Ana'nın gözyaşı” olarak nitelendirilir.

 

BOYANAN İLK PASKALYA YUMURTASI KIRMIZI RENK OLUR

Hristiyan dünyası Mesih olarak andıkları Hz. İsa’nın çarmıhtaki fedakarlığı sayesinde, O’nun bedeni ve kanı aracılığıyla temiz bir şekilde Tanrı’ya ulaşabileceklerine inanırlar. Bundan dolayı Paskalya’daki kutsal haftayı kapsayan Perşembe günü kiliselerde ‘Evharistiya’ adıyla bilinen Ekmek ve Şarap ayini düzenlenir. Bu ritüel ayini gerçekleştiren rahip tarafından ayine katılan müminlere, Mesih'in bedenine ve kanına dönüştüğüne inandıkları ekmek ve şarap ikram edilir. Kutsal Perşembe günü ayrıca güneş doğmadan haşlanmış yumurtalar boyanır, Paskalya çöreği için hamur yoğurulur. Paskalya yumurtaları rengarenk boyansalar da Ortodoks geleneğine göre boyanmış ilk yumurta her zaman Hz İsa’nın kanının ve dirilişinin sembolü kırmızı olur. Kutsal Perşembe günü yapılan dini ayinler öncesi Hristiyanlar bu kırmızı yumurtayı kiliseye götürür.

 

HZ. İSA KARA CUMA’DA SAAT 15’DE ÇARMIHA GERİLİR

Paskalya arifesi olan Cuma ve Cumartesi günleri yas tutulur. ‘Kutsal Cuma’, ‘Kara Cuma’ veya ‘Büyük Cuma’ olarak da adlandırılan Cuma günü Hz. İsa'nın bir dizi sorgulama ve işkencenin ardından o zamanlar Roma İmparatorluğu sınırlarındaki Kudüs’te çarmıha gerilmesi ve ölümü anılır. Cuma sabahı çarmıha gerilişi, akşam üzeri de gömülüş töreni gerçekleşir. Odak noktası İsa'nın çektiği acıların ve çarmıha gerilmesinin hikayesidir. Hz. İsa’nın çarmıha gerilmesi, İsa’nın insanlar için özverili bir fedakarlık yaptığını ve insanların günahlarının affedilmesi için Tanrı’nın bir kurbanını sunmasını simgeler. Diğer geleneklerin yanı sıra akşam saatlerinde düzenlenen cenaze törenleri, Kutsal Cuma alayları ile çiçeklerle süslenmiş ve ışıklandırılmış içinde de Hz. İsa’nın naaşını  sembolize eden bir kumaş ikonanın yer aldığı haçlı tahtırevanlarla canlandırılır. Birçok inanan için Kutsal Cuma önemli bir oruç günüdür. İnanca göre, Yahudilerin binlerce yıldır beklediği kurtarıcı, Mesih olduğunu iddia eden İsa "halkı isyana teşvik etmek" suçuyla Cuma günü yargılanarak ölüm cezasına çarptırılır ve çarmıha gerilir. Bu olay günün 15’inci saatinde gerçekleşmiştir ki, bundan dolayı günümüzde ayinler hep saat 15.00´de düzenlenir.

 

PASKALYA TÖRENLERİNİN EN ÖNEMLİ RİTÜELLERİNDEN 'KUTSAL ATEŞ' AYİNİ

Paskal­ya’nın arifesini oluşturan ve akşam ibadeti şeklinde kutlanan Büyük Cumartesi ve Kara Cumartesi diye de adlandırılan Kutsal Cumartesi gününde kandiller yakılır, dualar edilir, ilahiler okunur, vaftiz suyu kutsanır ve "Evharistiya Ayini" yapılır. Ayrıca Paskalya törenlerinin en önemli ritüellerinden 'Kutsal Ateş' ayini gerçekleştirilir. Arife törenleri Cumartesi akşam üzeri başlarken, gecesinde de inananlar kiliseleri doldurur ve saatler tam gece yarısını gösterdiğinde herkes bağlı oldukları kilisenin dini heyeti tarafından Kudüs’te Kutsal Kabir Kilisesi'ndeki Hz. İsa’nın mezarından getirilen Kutsal Işık ile mumlarını yakarak İsa Peygamber’in dirilişini kutlamaya başlarlar. İsa Mesih’in diriliş gününden göğe çıkışma kadar her ayin sırasında özel bir mum yakar ve böylelikle Mesih’in öldükten sonra dirilişini anarlar.  Kilisede kutsama amacıyla ekmek (beden sembolizmi) yenir ve şarap (kan sembolizmi) içilir. “Hayırlı bir diriliş” dilenir. Gece yarısı oruç dönemi sona erer. Ayrıca bu gün dünyanın birçok yerindeki Ortodoks Hristiyanlar başlangıcı IV. yüzyıla kadar giden İsa’nın Kudüs’teki mezarının olduğu Yeniden Diriliş Kilisesi veya Kıyamet Kilisesi olarak da adlandırılan Kutsal Kabir Kilisesi'nde düzenlenen ayine katılır. Kutsal Kabir Kilisesi, Hz. İsa’nın çarmıha gerildiği yere İmparator Konstantin tarafından yaptırılmıştır.

 

PAZAR GÜNÜ KUZU ÇEVRİLİR, PASKALYA YUMURTASI SAVAŞI YAPILIR

Paskalya Pazarı ‘Diriliş Bayramı’dır. O gün Hıristiyanlar Hz. İsa’nın dirilişini kutlar.

Yoğun bir şekilde kutlanan Paskalya Pazarı’nda kiliselerde yapılan sabah ayinlerinin ardından, evlerde uzun bir Paskalya kahvaltı sofrası düzenlenir. Özellikle mayalı hamurdan yapılan mahlepli geleneksel Paskalya Çelengi her kahvaltı masasında bulunur. Bu güne özel hazırlanan yumurta ve çikolatalar aileler tarafından evin çeşitli yerlerine saklanır ve çocuklar da bu saklanan Paskalya simgelerini bulmaya çalışır. Çocuklar arasında "yumurta kavgası" yapılması, yani yumurtaların birbirine vurulması geleneği çok yaygındır. Paskalya Pazarı’nda, 40 günlük orucun ardından tekrar yumurta yenmesine izin verilirken, rengarenk boyanmış yumurtalarla yapılan yarışta, kimin yumurtası en sağlam çıkarsa, günün kahramanı oluyor, bu galibiyet onun en güçlü ve sağlıklı kişi olacağına işaret ediyor. Kendine has atmosferiyle haneye farklı bir heyecan getiren Paskalya sofralarının tipik yemeği ise kuzu eti. Paskalya'da kuzu eti servis etme geleneği, Hz. İsa'nın son akşam yemeğinin, geleneksel olarak kuzu etinin yenildiği Fısıh yemeği olmasından kaynaklanıyor. Genellikle bahçelerde ve piknik alanlarında kurulan kuzu çevirmeli ve Büyük Perhiz dönemi boyunca kaçınılan yiyecek ve içeceklerin yer aldığı zengin içerikli sofralarda aile ve arkadaşlarla bir arada yenilen bayram yemeğiyle taçlanarak devam eden kutlamalar gece geç saatlere kadar sürer. Hristiyanlığa inananlar birbirine genellikle çikolatadan yapılan Paskalya tavşanı ve farklı renklere boyanan haşlanmış Paskalya yumurtası hediye ederler.

 

BAYRAM ATMOSFERİNDE YAPILAN AİLE ZİYARETLERİ

Paskalya Pazartesi’si ise Hristiyan inancına göre iki havarinin Hz. İsa ile karşılaştığı ve sonra bu müjdeyi insanlarla paylaştığı gün. Bu günde İsa Mesih'in dirilişi ile bir sevinç dönemi başlar. Bayram atmosferinde yapılan aile ziyaretlerinin yanı sıra, dini törenler ve İncil'den bölümler okunması da yaygın gelenekler arasında. Bu gün ayrıca mezarlıklara gidilir, ölenler için mumlar yakılır. Paskalya Yortusu, kilise ayinleri, rengarenk yumurtalar, çörekler, tavşan figürlü çikolatalar ve geleneksel ritüellerin ardından nihayetlenir.

 

5 Mayıs’ta dünyanın her yerindeki Ortodoks Hristiyanlar ve bu kültürel geleneğe katılan diğer din mensuplarınca tokuşturulacak rengarenk Paskalya yumurtalarının barışın, adaletin ve özgürlüğün müjdeleyici olmasını diliyor, tüm Hristiyanların bu kutsal bayramını kutluyoruz.

 

PASKALYA YUMURTASI NASIL BOYANIR?

Farklı renk ve desenlerindeki cıvıl cıvıl görüntüleriyle adeta baharın geldiğini gösteren, Yortu’nun da neşesi olan renkli Paskalya Yumurtası’nı yapmak isteyenler için; İstenilen miktarda yumurta bir tencere içinde 5 dakika boyunca haşlanır. Gıda boyası bir kase içine bir çay kaşığı tuz atılarak ılık su yardımı ile çözdürülür. Boya, su ve tuz karışımı, kaynayan yumurtaların olduğu tencereye ilave edilir. 5 dakika daha kaynatılır. Daha sonra yumurtalar kutularına yerleştirilir. Soğuduktan sonra zeytin yağına batırılan pamuk ve peçete yardımı ile parlatılır. Fazla olan yağ ise kuru peçete ile silinerek temizlenir. Kimyasal gıda boyası yerine sebzeler, yeşillikler, meyveler ve baharatlar kullanılarak da yumurtalar boyanabilir. Kırmızı / Pembe Renklendirmede: Soğan, nar veya pancar, Sarı / Turuncu: Zerdeçal veya safran, Yeşil: Ispanak, yeşillikler veya spirulina, Mavi: Mor lahana, Bronz renklendirmede ise meşe kabuğu kullanılabilir.

 

PASKALYA ÇÖREĞİ TARİFİ

Paskalya Bayramı’na özgü olsa da yılın her döneminde ilgi gören son derece lezzetli ve hoş kokulu bir yiyecek olan Paskalya Çöreği için gerekli malzemeler:

2 yumurta, 1 su bardağından bir parmak eksik toz şeker, 1/2 su bardağı ılık su, 1/2 su bardağı ılık süt, 5 yemek kaşığı eritilmiş tereyağı, 1/2 çay bardağından 1 parmak eksik sıvı yağ, 1 paket instant maya, 1 tatlı kaşığı (silme) mahlep, 4,5 su bardağı un

Üzeri için gerekli malzemeler:

1 yumurtanın sarısı ve 1 tatlı kaşığı file badem

Yapılışı: Hamuru hazırlamak üzere bir kabın içerisine ılık süt, ılık su, 1 yemek kaşığı şeker ve mayayı ekleyip karıştırılır. Ağzı kapatılarak 10 dakika bekletilir. Başka bir kabın içerisinde, yumurta ile bir bardaktan bir parmak eksik şeker 2-3 dakika kadar çırpılır, içerisine tereyağı ve sıvı yağı ekleyerek karıştırılır. Ardından mayalı karışımla birleştirilir. Elde edilen karışıma yaklaşık 4,5 su bardağı elenmiş un ve mahlep eklenerek iyice yoğrulur. Yine ağzı kapatılarak 1 saat mayalanmaya bırakılır. Mayalanan hamur üç eşit parçaya ayrılır ve beze haline getirilir. Her bir beze uzunlamasına şekillendirilir, ucundan birleştirerek örgü şekli verilir. Örgü şeklindeki hamur pişirme tepsisine alınır ve 15-20 dakika kadar sıcak bir ortamda bekletilir. Üzerine yumurta sarısı sürülüp bademler serpilir. Tepsi önceden ısıtılan 190 derecelik fırında 25-30 dakika kadar pişirilir. Afiyet olsun!

 

Fulya OMAÇ / Sakız Adası, YUNANİSTAN