Evet, işte geldik yeni yılın ilk yazısıyla sizlerleyim…
Yıl öyle bir noktada bitip, öyle bir yerde başladı ki anlatamam. Neler var neler. Bildiğiniz heyecanla izlenen bir dizinin sezon finali ve yeni sezonun fragmanı gibi.
İktidarın diline doladığı son 50 yılın en büyük zammı dediği %50,5 ‘lik asgari ücret zammı. Kasım ayından itibaren bir anda 9 lira seviyelerinden 20 lira seviyelerine çıkan döviz kuru, akabinde yapılan açıklama ve bir anda dövizin 12 liralara gerilemesi. Fakat yükselen fiyatların bir türlü düşmemesi… İşte bunlar bizim heyecanla biten 2021 sezon finali. Pek yeni sezon da ne var? Değişmeyen bir kötü karakter. Kim bu kötü karakteri yeni sezonun? Durmadan hayatın için de her bölüm de karşımıza çıkan, ara ara bize zarar verip kaybolan bir düşman… İşte kim biliyor musunuz bu meşhur kötü karakter? ZAM’lar. Evet evet, yeni sezonun kötü karakteri zamlar. Girdiğimiz ilk saniyelerden beri durmadan karşımıza çıkan zamlar.
Neler var bu zamlarda? Doğalgaz zammı, elektrik zammı, su zammı, yakıt zamları, bu bağlamda ürünlere gelen zamlar…
Ne oldu peki? 50 yılın en büyük asgari ücreti diyerek kaşıkla verilen, kepçeyle ceplerimizden çıktı. Ne oldu peki? Kara kış yaşanan şu günler de, zamlarla birlikte daha da şişen faturaları ödeyemedikleri için, insanların doğalgazları kesildi. Ne oldu peki? Esnaf hemen hemen 3 katına çıkan elektrik faturalarından sonra kara kara düşünmeye başladı. Ne oldu peki? En yetkili ağızdan yapılan zamların, dönemin şartlarına göre en makul şekilde yapıldığı aktarıldı. Sahi bu kadar makul zamlar yapılıp, sizlerin değimiyle de bu kadar ciddi maaş zamları yapılmışken, insanlar neden mağdur oldu? Neden herkes kara kara düşünmekte? Bu arada bu zamlar son 50 yılın en büyük zammı da değil. Sizler daha iyi hatırlarsınız. O zaman ben çocuktum. Rahmetli Erbakan’ın %114’lük meşhur bir zammı var. Lütfen onu es geçmeyelim. Ha derseniz ki, 2002 yılından bu yana en ciddi, en büyük zam onu anlarım. Ama öyle 45 yılın falan rekoru kırılmadı. Ha zamlardan kastınız, asgari ücret zammı değil de, piyasaya yansıyan zamlarsa, araştırmadım ama onlar rekor kırıyor olabilir.
İnanın daha bu konuda yazacak çok şey var ama eğer yazmaya devam edersem, Sevgili Gazete Sahibimiz beni kovalar; “arkadaş kitap değil, köşe yaz demedim mi ben sana” diyerek. Yoksa bu konu ne bir köşeye sığar, ne bir sayfaya… Akla mantığa sığmıyor artık, köşelere nasıl sığsın ki!
Daha bu sabah. Çok sevdiğim, kardeş dediğim bir esnaf arkadaşımla sabah kahvesi içme niyetindeydim. İş yerine girip selam verdim ve direk bana söylediği şey “gördün mü?” oldu. Telefonunu uzattı ve başka bir arkadaşımızın sosyal medyada ki paylaşımı. Bir ay önce 2283 TL gelen elektrik faturası, bu ay 6385 TL. Akabinde sadece o arkadaşımla boş boş telefona ve birbirimizin suratına bakabildik. Neden mi? Herkesin çok rahat gördüğü esnaf kardeşlerimizin, özellikle dolap çalıştıran şarküteri, kasap, kafe, gibi sürekli içerde dolapların çalıştığı, işletmesi olanların faturaları bu şekilde. Gelecek faturalarını da, ilk ortaya çıkan faturayla görmüş olduk. Yani basit bir matematikle bu arkadaşların günlük 150 TL civarı fazla para kazanmaları lazım. 150 TL kazanmak için de yapılması gereken ciroyu da az çok hepimiz biliyoruz. E esnaf, bırak cirosunun artmasını, her gün iş kaybetmekte, her gün bir önceki günü aramakta. Peki, ne olacak bu böyle? Tam 1 yıldır 2 yazımda bir esnaf diyorum, halk diyorum, alım gücü diyorum. Anlaşılan daha çok yazacağım.
Bu günlük bu kadar yeter. Neyse geldik yine sona kalın sağlıcakla.