ABD Biden yönetimi kolları sıvadı bıraktıkları yerden karanlık plânlarını uygulamaya devam ediyorlar.
Ortadoğu masasına YPG destekçisi Bret Mc Gurk’u atayıp, savunma bakanlığının başına YPGyi silahlandıran Lloyt Austin’i getiren bunak Biden ve arkasındaki karanlık güçler durmuyorlar. Suriye’de PKK YPG ve diğer unsurlara binlerce tır ağır silahlarla donatan ABD ve diğerleri İŞİD ve diğer bütün muhalif terör guruplarla masaya oturup (SDG) orada Barzani modeli özerk yönetim oluşturmak istiyor. Bunun içinde her türlü hain planlarlar dünyayı kandırmaca hamleleri yapıyor. Mesela seçimlerde devre dışı bırakacağı Natenyahu ile hiç görüşmedi ama kabinesinde 11 Yahudi asıllı var, Golan bölgesi için “burası Suriye’nin topraklarıdır” dedi Trump’ın kapattığı Washington’daki FKÖ ofisini açtı, görüntüde İran’la anlaşmak istiyor gibi izlenim veriyor. S.Arabistan ve B.A..Emirlikleri’ne Yemen’deki savaşı durdurun dedi İran ile zamana karşı bir yarış var gibi.
İran’ın elindeki kozlar fazla Kızıldeniz’in güneyden giriş-çıkışını kontrol eden Yemen’deki Husi’ler, İsrail’in korkulu rüyası olan Lübnan’daki onbinlerce Hizbullah militanı ve en az 100 bin füzesinin olması, Suriye’de silahlı guruplara karşı savaşan askeri varlığı, Irak’taki yüzbinlerce Şii militanı, Hürmüz Boğazı’ndaki kendi askeri varlığı, petrol ve doğalgaz kaynaklı ekonomik gücü gibi elinde güçlü kozları olan İran’a karşı ılımlı yakınlaşma içindeki Biden İran’ın %20 uranyum zenginleştirme işlemi başlattığını biliyor. Eğer İran NPT (nükleer silahlar yayılma anlaşması) 21 Şubat’ta çekilecek olursa bundan sonra atom bombası yapma sürecini de başlatabileceğini de iyi biliyor. O yüzdende Biden ya 2015 anlaşmasına geri dönecektir ya da İsrail’in ağzına bakarsa işler çok karışacak bölgede büyük bir savaş ihtimali görünüyor.
Ülkemize karşı ise sinsi ve soğuk bir yaklaşım içindeki bunak Biden utanmadan Gora’da verdiğimiz şehitler için bile tek söz edemedi terörist yandaşlarını kollarcasına kem küm etti, zaten hep tehditkâr açıklamaları bitmiyor ki, bahaneleri S-400 ler ama asıl niyetlerinin bambaşka olduğu alenen belli oluyor. Mademki NATO maddeleri öne sürülüyorsa kendileri de ülkemize NATO hukuki çerçevesindeki maddelere uyarak davransınlar, ülkemizin güvenliğini tehdit eden tüm terör gruplarıyla irtibatı kesip onlara ordu kurdurup eğitip silahlar vermesinler, oluşturdukları tehditleri görsünler sınır güvenliğini sağlasınlar. Yoo ona hayır siz istediğinizi yapacaksınız ama bizler ülkemizin güvenliğini savunmayalım, terör unsurlarıyla mücadele edemeyelim yok ya aptal coniler önce siz kendinizi bir düzeltin de öyle gelin karşımıza demezler mi?
Ülkemizin yüksek irtifalı uzun menzilli bölge savunma sistemine ihtiyacı vardır, kendi egemenliğindeki hava sahasını kontrol etmek ülke güvenliğini sağlamak açısından zorunlu ve hükümranlık hakkıdır bu PKK’nın silahlı unsurları Şengal direniş birlikleri (YBŞ) Ezidiler, Ezidi Peşmerge gücü KDP-E Roj Peşmerge KDP-S, İran’ın (Hasbi Şabi destekli) Ezidi savunma gücü HPE/ Ezidi Laleş alayı ve daha bir sürü teröristler örgütünü oralarda semirten başta ABD, Fransa ve diğerleri destekleyip adeta ordu konumunda donatarak savaştırıyorlar maşa olarak kullanıyorlar sonrada bize havlıyorlar. ABD yeni yönetimi de ayni gargarayı yapıyor, NATO üyesi olan ülkemize Caatsa uygulamakla tehdit ediyor ama önce kendiniz bir hizaya gelin o olmasa zaten yine başka bahaneler bulurdunuz hainlikleriniz bilinmiyor sanmayın.
Ülkemizin aldığı S-400 lere yaygara koparan ABD ve arkasındaki ülkeler o bölgede yedikleri nanelerin terörist unsurlarla içli dışlı olup yaptıkları hain planlarının açığa çıkacağını bildiklerinden olsa gerek yaptırım tehditleri gırla gidiyor, aldığımız S-400 ler NATO’ya aykırıysa onlarda NATO hukukuna, ilkelerine niye uymuyorlar terörist gruplara silah mühimmat ve her çeşit destek vererek onları paralı orduya dönüştürüp savaştırıyorlar bu NATO’ya uyar mı uymaz o zaman bizim ülkemize de karışmaya hakları olamaz terör gruplarına başta ABD olmak üzere tam 19 ülkeden çeşitli silahları temin ediyorlar. Bunun bölgedeki tahribatı çok fazla olduğu gibi zararları ise saymakla bitmez ama bizim ülkemizi kafaya taktıklarından kendi hainliklerini görmediğimizi sanıyorlar dostumuz denilen Katar’da bile ABD’nin El-Uveyt ve El- Silliye’de iki tane askeri üssü vardır, bunlar bizim üslerimize de çok yakındır.
Fırat’ın doğusu denen PYD-PKK-YPG kontrolüne bıraktıkları bölgeye bakın, ABD’nin orada 11 askeri üssü var terörist unsurlardan devşirilip askeri güce dönüştürülmüş 30-40 bin (açıklanan bu) militanları var her türlü silâh mühimmat mevcut buna İngiltere, Fransa, İsrail, İtalya, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri de destek veriyor. O bölgede oluşturdukları koridoru genişleterek daha geniş bir bölgeye yayılmanın peşindeler ama bize gelince o yasak bu yasak martavalları atıyorlar biz sadece ülkemizi savunma amacındayız.
Reuters’in haberine göre “CIA-ABD özel operasyon birlikleri 2012 yılından beri Suriye’deki terörist ve asileri Ürdün vs gibi ülkelerde gizlice eğitiliyorlar” denmektedir, buna göre Kürecik ve İncirlik hareketleri çok dikkatle takip edilmelidir zira kapalı kutu gibi orada ne döndürdükleri hiç bilinmemektedir.
Rus sanayi şti. Almaz Antey’in yaptığı S-400 ler 2007 den beri kullanılan bir sistemdir ama teknik altyapı donanımını başka ülkelere vermeyen Rusya bunu kendi yapar Çin, Belarus’tan sonra bizim ülkemizin de aldığı bu sistemleri alarak anlaşma imzalayan Suudi Arabistan, Hindistan da var ama ne hikmetse ABD, S.Arabistan’a ve diğerlerine bu sistemleri aldıkları için gık çıkarmıyorsa bu işin arkasında başka hain hesapları var demektir. Belki de sınır boylarımızdaki havadan ve karadan yürüttüğü her türlü kirli tezgâhı deşifre edeceği, tespit edeceği için bizim S-400 sistemlerini almamıza karşı çıkıyordur. Zira bu sistemle insanlı insansız her türlü hava aracı seyir (crvize) ve balistik füzeleri imha etme kapasiteli azami menzili 400 km, en yüksek irtifa 30 km ve her hedefe 2 füze kilitleyerek eşzamanlı 80 hedefi de aynı anda vurup yok edebilecek sistemleri mevcuttur yani anlaşılıyor ki bizim sınır ve ülke güvenliğimizin azami korunur olması işlerine gelmiyor ki başka bahanelerle dayatmaları uyguluyorlar. Savunma Bakanı Akar’ın Girit modeli açıklaması var. Girit Modeli şu; Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin 2000 yılında almış olduğu S-300 lere karşı çıkılmıştı o zaman Yunanistan devreye girip füzeleri alarak aktif edilmeden Girit adasında yer altındaki askeri bir depo hangarına kaldırılmıştı. Neticede ellerinde halen var demek oluyor, bizim de NATO’dan bağımsız olarak kurulmuş Ege Ordu Komutanlığı’mız var o halde savunma füzelerimizi oraya devrederek oranın envanterine almak hakkımızdır bu yapılmalıdır.
ABD CAATSA anlaşması kapsamındaki 2017 yılında hasımlarıyla yaptırımlar yoluyla mücadele yasası olarak bilinen ve bunun 231.maddesini ihlâlden bize karşı çıkılıyor ama NATO çerçevesinde müttefiki olduğumuzu ve terör unsurlarını müttefik görmeyi başta ilkelere uymayan birçok haince şeyi kendisinin yaptığını diğerlerinin de kendi menfaatleri gereği bunları görmezden geldiğini unutuyor.
CENTCOM kapsamında Trump’ın giderayak son günde imzaladığı ABD savunma Bakanlığı (Pentagon) Birleşik Komutanlığı planında değişiklik yaparak İsrail’i Avrupa Kuvvetler Komutanlığı (EUCOM) çıkarıp Merkez Kuvvetler Komutanlığı’na (Centcom) dahil etmişti bu da İran’a karşı bölgedeki müttefiklerle bir araya getirme fırsatı olarak değerlendirilmişti. İsrail’le Arap komşularının arasındaki tansiyonu azaltmıştı Centcom’un sorumluluk alanı bölgede Suriye, Irak, Mısır, Libya, Somali, Afganistan dahil olmak üzere geniş Ortadoğu’yu kapsamaktadır. BOP kapsamında olaya bakılırsa durum çok daha net anlaşılmaktadır. Centcom merkezi Florida’ya bağlı Tampa kentinde bulunan MC DİLL hava üssündedir. Bölgedeki komuta merkezi ise Katar’dadır, bizim orada 2 askeri üssümüz vardır ve ABD’nin de 2 askeri üssü Katar’dadır.
Ortadoğu'daki güç dengelerini yeniden oluşturup, oradaki paylaşımlardan pay kapmak derdinin peşindeler hepsi de terör kartını her iki süper güç ülke kendi çıkarları doğrultusunda kullanmaktadır. Oynanan oyun hem Rusya ve ona bağlı blok ülkeler, hem de, ABD, İngiltere, Fransa, İsrail ve AB tarafından danışıklı dövüş oynanarak oralarda kendi çıkarları için tozunu atıyorlar, BM başta diğerleri de dillerini yutmuş gibi hiç konuşmuyorlar.
Kısaca tabir etmek gerekirse, Ortadoğu'da tek şey vardır o da güçler ve paylaşım savaşıdır...
Okuyanlar bileceklerdir, 1.Dünya Harbi döneminde Kazım Karabekir Paşa’nın yazdığı anılarında o zamanki dönemler söyle anlatıyor; “Rusların ülke olarak hayali Rus Çar'ı Deli Petro'nun vasiyetinde yazılıdır. O vasiyette de çok dikkat çekecek iki madde şudur, bunlardan 1. si şöyle anlatılır: Hindistan'a ve İstanbul'a egemen olan bir ülke bütün dünyaya egemen olmuş demektir, İstanbul’a (Bizans) ve Boğazlara mutlaka hakim olmalıyız ayrıca hızla İran'ın zayıflamasını sağlamalıyız bazen Türklerle, bazen de Perslerle (İran) savaşa mutlaka girilmeli zayıf düşürülmeli ve onların güçlenmesinin önünü kesmeliyiz ki hiçbir zaman güçlenemesinler. 2.si.Karadeniz'de üsler kurup denizlere mutlaka hakim olmalıyız İstanbul ve İran'ı zayıflatarak Basra Körfezi’ne mutlaka inilmelidir, Suriye ile ilişkiler kurulup Levant (doğu) ticareti de mutlaka ele geçirilmelidir ayrıca dünyanın tahıl ambarı konumundaki olan Hindistan'a inilerek oraya yakın bir mesafede bulunan İngilizlerin adalarına da bu vesileyle çok yakınlaşmış olmalıyız, Avusturya ile ilgilenip onların İstanbul üzerindeki hakimiyet isteklerine de gem vurulmalıdır" diye vasiyet eden Rus Çar'ının vasiyetindeki gibi hamlelerin günümüzde adım adım yapıldığı da görülüyor..
Ülkemizin ne kadar kritik bir noktada olduğunu, Asya kıtası ile Avrupa kıtası arasında yer alması adeta köprü vazifesi görerek kıtaları birleştirmesi, önemli ticaret yollarının kesişme noktası olması, boğazlar gibi birçok önemli hasletlere sahip olan ülkemiz bu yüzdende bütün dünyadaki işgalci, emperyalist, bütün hain zihniyetteki ülkelerin hedef noktası olmaktadır, stratejik konumu ile de hain odakların cazibe alanı olarak hedeflenmektedir.
Ülkemiz kendi varlığını korumak adına çok dikkatli olmalıdır, savunmasını, askeri gücünü en üst düzeyde tutmalıdır. TSK ve ordumuz milletimizin can damarıdır gerekli savunma silah sistemleri, modernizasyon ülkemizi her yönden savunacak stratejinin ve silâhlarımızın da olması şarttır bunun yanında ülkemizin birlik ve bütünlüğü için tek bilek tek yürek ve milli şuurla hareket edilmesi dost görünen ama olmayan bütün düşmanlarımıza karşı vatanımızı savunabilmeliyiz.
Ülkemiz balkanlardan Basra körfezine uzanan hain bir ittifak hattıyla çevreleniyor, Kıbrıs’ta dayatmalar var Yunanla müzakere yapmamızı zorlamaları Karadeniz’i NATO maskesi altında ele geçirme manevraları devrede ve daha bir sürü hainliklerle hareket eden kana doymazların yapacağı her hareketi şüpheyle izleyip gerekli tedbirleri almakta yarar var kısacası ülkemizin içerdeki ve dışarıdaki güvenliği dahil her alanda çok güçlü olması gerekiyor.