Sevgili okuyucular,
Bazı basılı ve sanal gazetelerde yayınlanan yazılarım dolayısıyla dünyanın dört bir yanından her gün çok sayıda değişik konularda haber-yorum ve bilgi aktarımı gibi iletiler almaktayım. Bunların arasında önemli olanları dosyalıyor, zamanı ve yeri gelince de sizlerle paylaşıyorum.
Bugünde bir süre önce iletilmiş olan ve Amerika’da oluşturulan gizli-derin bir devletin var olduğunu iddia eden ilginç bir araştırma yazısını sizlerle paylaşmak istiyorum. Yazıda Türkiye ile ilgili bölümlerde bulunuyor. Okuyunca sizlerin de ilginç bulacağınızı tahmin ediyorum. Yazı Araştırmacı-Yazar ve gazeteci olan Ramazan Kaan Kurt’a ait.
Ramazan Kaan Kurt’a göre, Amerika’da FEMA (Federal Emergency Managenebt Agency) adlı gizli-derin bir devlet var. Türkçesi ‘Federal Acil Durum Yönetim Teşkilatı’ olan FEMA Amerika’da milli güvenlik tehlikeye girdiğinde, seçimsiz milli bir hükümet olarak yönetimi devir alıyor.
Öyle ki FEMA’nın Amerikan başkanını aşarak karar alma yetkisi bile var. 20 Temmuz 1979'da Başkan Carter tarafından imzalanan 11490 numaralı emriyle kurulan FEMA, bütün yönetimi ele alarak, anayasayı rafa kaldırabiliyor. Kurt bu bilgileri verdikten sonra yazısına şöyle devam ediyor;
“-Bir kısım siyasal İslamcı yazar-çizer takımının "ABD Irak'ta madara oldu" yollu vizyondan uzak öngörüleri kimseyi kandırmasın. Irak'ın işgaline karar verenlerin bu ülkeye sulh ve sükûnet gelsin gibi bir dertleri yok.
Çünkü Amerikan ekonomisini içinde bulunduğu durumda sürdürmenin imkânı kalmamıştır. Bunları komplo teorisi sayanlar çıkabilir. Ancak biraz araştırılınca doğruluğunun kolayca teyit edilebileceği görülür.
Türkiye, 1838 Baltalimanı Serbest Ticaret Anlaşması'yla önü açılan bir "küreselleşmenin" sonucu olarak, 1854-1914 Osmanlı Türkiye’si ve 12 Temmuz 1947'den beri Cumhuriyet Türkiye’si de günümüze kadar bu şebekenin temsilcileri elinde kıvranıp durmaktadır. Asıl suçlular siyasi yöneticiler.
Borçlar yüzünden Osmanlının düştüğü duruma, Cumhuriyet Türkiye’si de düşmüstür. Türkiye Cumhuriyeti ve bağımsızlığı kaybedilmek üzere. Bunlar kaybedilince, vatan da din de namus da kalmaz.
Dış güçlerce yönlendirilen batı ve cemaat-tarikat sermayeli, kontrollü medya Türk halkının dikkatini sun’i gündemlerle başka başka yönlere çekmekte, bir takım saçma sapan programlarla, dizilerle halkı melankolik hale getirip, yozlaştırmakta.”
* * *
PEKİ TÜRKİYE’DE GİZLİ DERİN DEVLET VAR MI?
Yukarıda herkesin merak ettiği Amerikan Derin Devleti’ (FEMA) den bahsettik. Bu bölümde de Türkiye’de Gizli Derin Devletin var olup olmadığından bahsedeceğiz. Medyayı yakından takip edenler bilirler, zaman zaman birtakım kimseler özellikle medyadaki ve sözde aydın-entel çevredeki mütarekeci, mandacı kimseler hiçbir delile dayanmadan Türkiye’de gizli Derin Devletin var olduğunu iddia ederler. Bunlar insanlarımızı devlete özellikle de ülkesini, milletini korumakla görevli Türk Silahlı Kuvvetlerimize ve diğer güvenlik kurumlarımıza ve Atatürk devrim ve ilkelerine karşı olumsuz düşündürmeye çalışırlar.
Bir süre önce Habertürk kanalında Erol Mütercimler ‘AYNANIN ARKASI’ adlı programda Doç. Dr. Ümit Sayın’ın da katılımı ile “Türkiye’de Gizli Derin Devlet Var mı?” başlığı altında bir tartışma programı sundular.
Tabii böyle bir şeyin olmadığı ortaya atılınca yukarıda da bahsettiğimiz malum çevreler ve sözde din adamları hemen sinirlenmişler. Bunun üzerine Doç. Dr. Ümit Sayın “Eğer Türkiye’de Derin Devlet olsaydı bunlar olur muydu” konulu bir yazıyı kaleme alıp, “Habertürk'de Aynanın Arkası adlı programında iki hafta arka arkaya Erol Mütercimler’le yaptığımız Derin Devlet programları ilgi çektiği için orada ifade edilen gerçeklerden bazılarını yazıya dökmeyi uygun gördüm. Atilla İlhan'ın dediği gibi haini bol olan bir ülkeyiz... “Türkiye’de Derin Devlet olsaydı bunlar olur muydu?” diyor ve sorularını şöyle sıralıyor;
-Onca darbeye rağmen, güçlü ve Türkler için çalışan bir yapı kurulmaz mıydı?
-Türk ve Türkiye düşmanı Gizli Örgütler böylesine Türkiye'de güçlenirler miydi?
-Bir petrol okyanusu üzerinde yüzdüğü halde Türkiye petrol gereksiniminin yaklaşık %60-70'ini dışarıdan alır mıydı?
-Madenlerimizi böylesine yabancılara terk eder miydik?
-Onca aydın katledilir miydi? Bunlar faili meçhul kalır mıydı? Bu aydınları koruyan mekanizmalar devreye girmez miydi?
-Gerek sağ ve gerekse sol örgütler Türkiye ve Türkler aleyhine gelişecek bunca çatışmaya ve silahlı eyleme girerler miydi?
-Rejim karşıtı ve Batı istihbarat örgütleri tarafından Yeşil Kuşak Teorisi için oluşturulmuş tarikatlar ve cemaatler böylesine güçlenir miydi?
-Büyük Ortadoğu Projesi Türkiye ile birlikte 22 ülkeyi parçalamak üzere tepemizde bir Demokles'in Kılıcı gibi sallanır mıydı?
-Bizi anlamsız biçimde Avrupa Birliği kapısına bağlayan Gümrük Birliğine girer miydik?
-Amerikan ordusu, 4 Temmuz 2003 tarihinde, Amerikan Ulusal Bayramında, Kuzey Irak'ta Özel kuvvetlerimizin başına çuval geçirip, peşmergelerin önünde aşağılayarak dolaştırabilir miydi?
-1 Mart tezkeresi gibi ülkemizin ulusal güvenliğinin aleyhine olan teklifler ' Bağımsızlık benim tabiatımdır!' diyen Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulmuş TBMM'ne getirilebilir miydi?
-Atatürk Düşmanları TBMM içine girebilir miydi?
-Türkiye'nin en stratejik kurumları (Çeşitli bankalar, Türk Telekom, Telsim, Tüpraş vb. gibi) haraç mezat yabancı derin devletlerin uzantısı olan şirketlere ve yabancı derin devletlere satılır mıydı?
-PKK böylesine etkin olup muydu?
-Burnumuzun dibinde aşiret reisleri Kürdistan kurabilirler miydi? Türk topraklarının parçalanması ve SEVR tehditlerini 2010'larda yaşar mıydık?
-Sözde Ermeni, Rum Pontus, Helen, Süryani, Kürt soykırımları gündeme gelir miydi?
-Ülkemizin içinde bize karşı çalışan bu kadar çok vatan haini akademisyen ve Sivil Toplu Örgütü olur muydu? Soros ve uzantısı vakıflar barınabilir miydi?
-Yabancı Derin Devletler ve yabancı istihbarat örgütleri böylesine kolay Türkiye'de açık veya kapalı-örtülü operasyon yapabilirler miydi? Bunun benzeri olan bir ülke daha var mıdır?
-Gençler arasında; Tikko, PKK (1980'den sonra), DHKP-C, DEV-YOL gibi gençlik teşkilatları kurularak bu gençlerin birbirleriyle 1960'lı ve 1970'li yıllarda silahlı çatışmalara sürüklenirler miydi?
-1970-1990'lardan beri pek çok ulusalcı ve Kemalist aydının katledilmesi (Abdi İpekçi, Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Turan Dursun, Ahmet Taner Kışlalı, Org. Eşref Bitlis, Necip Hablemitoğlu, Binb. İhsan Güven vb.) bir Derin Devlet olsaydı bu aydınların kaderi böyle olur muydu?’’
……..
Bunlara birazda biz ilave edelim;
-Türkiye’de Atatürk ve laik cumhuriyet düşmanları tarikatlar/cemaatler oluşur muydu?
-Türkleri Ermeni soykırımı yapmakla suçlayan sözde aydınlar, yazarlar, kurumlar oluşur muydu?
-Türk kimliğine sahip bazı iş adamları ben Türk değilim Arabım, bazısı da Türk milletinin anasını ….rim “ diyebilir miydi?
-Dini ticarete, sömürüye alet eden ortaklıklar, holdingler kurulur ülkemizdeki ve dış ülkelerdeki insanlarımızın milyarlarca doları hortumlanır mıydı?
-Türk milletini; Türk-Kürt, Alevi-Sunni ayrımı yapmak mümkün müydü?
Bunlara daha çok sorular ilave edilirdi ama yerimiz müsait değil.
SEVDİĞİM SÖZCÜK; Adaletin olmadığı yerde ahlâktan bahsedilemez.” Montesquieu