Suyu saf ve temiz tutuğuna inandıkları için yüzyıllar önce yaşayan insanlar, suyu gümüş kaplarda içerlermiş… Hatta yakın geçmişte özellikle devletlerin üst kadroları için hazırlanan sofralarda, yemekler gümüş çatal ve kaşıklar ile yenirmiş… Böylece kolay etkileşimi sayesinde devlet erkânının yemeğinde zehir olup olmadığı belli olurmuş…
Geçmişte ve bugün gümüş suyunun sağlığa iyi geldiğini söylüyorlar… Piyasada oldukça kolay bulunabilen, doğru yerden temin etmek şartı ile gümüş suyunu içerek şifa bulduğunu söyleyen insanlar var…
Gümüşün, bilim insanları tarafından ilk doğal antibiyotik madde olduğu düşünülüyor… Öyle ki bugün sağlık sektöründe bandajlardan, ilaçlara kadar birçok alanda gümüş maddesi kullanılmaktadır…
Enjektörden, çekildiğimiz film tabletlerine; MR, tomografi gibi radyasyon içeren birçok makinede radyasyon etkisini azaltmak için; sedef, şeker, mayasıl, ayak kokusu, kaşıntı gibi birçok hastalığın tedavisinde gümüş maddesi kullanıyor…
450 civarı bakterinin DNA’sını yok edebilme gücüne sahip olan gümüş, yeni hücrelerin çoğalmasını sağlayarak yaraların iyileşmesini hızlandırıyor…
Yüzyıllar önce Romalılar, Çinliler, Mısırlılar, Persler ve Yunanlar tarafından sağlık sektöründe kullanılan gümüşü; çingenelerin bilinçsizce, kendilerine damar yolu ile enjekte ettiği söylenmektedir… Hatta araştırmacılar, bu enjekte sayesinde 14. Yüzyılda Avrupa veba salgınından kırılırken çingenelerin bu hastalıktan hiç etkilenmediğini söylemektedirler…
“Ağzında gümüş kaşıkla doğmuş” sözü de buradan gelmektedir çünkü gümüşün bebeğe sağlık ve şans getirdiğine inandıkları için eskiler, bebeklere emmesi için gümüş kaşık verirlermiş…
Mantar, bakteri ve virüslere etkili olan gümüş, sağlık sektöründe dezenfekte işleminde de kullanılmaktadır…
Tüm bunları göz önüne aldığımızda, bugün gümüşün önemi daha da artıyor…
Küresel salgın dönemini yaşadığımız bugünlerde, sağlık sektörünün gümüşe talebi oldukça yüksek olacaktır… Bununla birlikte Covid-19 önlemleri kapsamında, madencilerin maden ocaklarındaki çalışma şartlarında kısıtlamalar yapılmaktadır… Bu kısıtlamalar sonucunda önceki zamanlara oranla madenlerden daha az gümüş çıkarılacaktır… Buradaki arz ve talebin birbirini karşılayamaması durumunda gümüş kıtlığı oluşma ihtimali bile bu madenin fiyatının artması demektir…
Hal böyle olunca Mart 2020’de gramı 2.5 TL olan gümüşün, bugün 6TL olması oldukça normal… On ay içinde %100’den fazla kazanç sağlayan bu madeni, devletlerde hazinelerinde temin etmeye başladılar… Hatta zaman zaman dolar, petrol ve ons fiyatlarında ki yükselme ile 7TL ve üstünü gören gümüş için ekonomistler, “İlerleyen günlerde fiyatı çok daha yükselecek” diyorlar…
Demem o ki, para kazanmak için bedensel olarak çalışmak gerekir ama aynı zamanda beynimizdeki nöronlarında çalışması gerekir… Beynin çalışması içinde bilgi gerekir… Okuyup, araştırarak öğrendiğimiz bilgiler ile bir noktaya baktığımızda, o noktayı birleştiren noktacıkları da görmeye başlarız…
Mesleğimizi icra ederken, mesleğimizin yan dalları hakkında edineceğimiz bilgiler bize farklı bakış açısı sağlarken, sektörde de farklılığımızı ortaya koyarak tercih edilme sebebimiz olacaktır…
Bu planın zor yanı var mı? Elbette, var… Dizi izlemekten kitap okuyup, araştırma yapmaya fırsat bulamayan halkımız için kolay para kazanmak gerçek olamayacak kadar güzel…
Not: yatırım tavsiyesi değildir…